Bizi “OKU” emri ile muhatap kılan bir dinin mensubuyuz Elhamdülillah. Ve önderimiz, yol göstericimiz, Efendimiz Hz. Muhammed (SAS) çağları, zamanları aşan irşadı ile Müslümanların ilk,  baş ve biricik öğretmenidir.

Allah-u Teala’nın insanlara peygamber göndermesindeki hikmet, insanları yine kendileri gibi yaşayan, yiyen, içen, uyuyan, sokakta dolaşan bir insan vasıtası ile uyarmak ve hak yola yönelmelerini sağlamaktır. Rabbimiz bu uyarıcıları insanlardan seçerek, “İnsan-ı Kamil” olmanın imkansız olmadığını belletmek ve canlı kanlı uyarıcılar ile yine insanlara en mükemmel mü’min nasıl olur göstermeyi murad etmiştir.

Hz. Muhammed (SAS) bizzat kendisi, “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.” (İbn Mâce, Sünnet, 17; Dârimî, Mukaddime, 32) buyurmuştur. Yirmi üç yıllık peygamberliği süresince, “Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır” (Nahl, 16/125) ayetini düstur edinerek tatlı dili, güler yüzüyle her zamanda ve her mekânda bu görevi yerine getirmenin gayreti içerisinde oldu.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAS) bir eğitimci ve öğretici olarak kullandığı kendine özgü eğitim yöntemini günümüzdeki eğitim sisteminde öne çıkan iki yaklaşıma göre örneklendirebiliriz. Bunlardan biri, öğrenmenin nasıl gerçekleştiği konusundaki yapılandırmacı yaklaşım, diğeri ise insan zekâsını yeniden tanımlayan çoklu zekâ yaklaşımıdır. Bu iki yaklaşımın ortak özelliği ise eğitim-öğretimde bireysel farklılıkları ön plana çıkarmalarıdır. Efendimiz (SAS) de muhatabının ihtiyacına ve hazır bulunuşluluğuna göre konuşur ve davranırdı. Bu nedenle farklı kişiler tarafından ve farklı zamanlarda sorulan aynı soruya, farklı cevaplar verdiği görülmüştür. Çağımızda eğitim biliminin araştırmaları sonucu ortaya çıkan bu yaklaşımların Sevgili Peygamberimizin (SAS) eğitim siteminde kullanılmış olması, O’nun (SAS) ne kadar mükemmel bir öğretmen olduğunu göstermektedir.

Sevgili Peygamberimiz (SAS), yaşadığı toplumu her yönüyle çok iyi tanıyan ve toplumda çok iyi tanınan bir insandı. Herkesin güvendiği, saygı duyduğu, fikirlerine başvurduğu, güzel ahlakı ve yaşantısı ile insanlara güzel örnek olan Efendimize (SAS) çok güvenilen kişi anlamında el-Emin lakabı verilmişti. Bu özelliği, O’nun (SAS) yirmi üç yıl gibi kısa bir sürede cahil bir insan topluluğundan bir ümmet inşa etmesinde önemli rol oynamıştır.

Efendimiz (SAS), bütün zamanların en güzel ve en etkili hatibidir. O (SAS), gönüllere giden yolu biliyordu. Bu sebeple kalplerin sevgilisi oldu. Konuşmalarında insanları etkileyen, düşündüren bir üslup kullanırdı.

Olumlu davranışları takdir ederdi. Örneğin; İbn Abbas (R.Anh)şöyle anlatıyor:

“Bir gün Nebi (SAS) tuvalete gitti. Ben de abdest alması için su hazırladım. Daha sonra Sevgili Peygamberimiz (SAS) su dolu kabı görünce kimin hazırlayıp koyduğunu sordu. Benim hazırladığımı öğrenince: ‘Allah’ım, onun dindeki anlayışını artır.’ diyerek bana dua etti.”

Peygamberimiz (SAS), İbn Abbas’a (R.Anh) dua ederek onu duayla ödüllendirmiştir.

Buhârî, Vudû, 10

O (SAS), anlatacaklarını akılda kalması için örnekler vererek anlatırdı. Misal; namazın önemini anlatırken,

“Ne dersiniz, birinizin kapısı önünde bir akarsu olsa sahibi orada günde beş defa yıkansa kirinden bir şey bırakır mı?” diye sormuş,

Orada bulunanlar: “Hayır, hiç kir bırakmaz.” demişlerdir.

Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (SAS):

“Beş vakit namaz da işte böyledir. Onlarla Allah Teâlâ günahları siler.” buyurmuşlardır.

Buhârî, Mevâkît, 6

Efendimiz (SAS) çocukların eğitimine ayrıca önem göstermiştir. Çünkü yaparak yaşayarak öğrenme en kalıcı öğrenme yöntemidir.

Sevgili Peygamberimiz (SAS) Medine’ye geldiğinde aşağı yukarı on yaşlarında olan Hz. Enes’i yanına aldı. Onunla on yıl boyunca ilgilendi. Bu zaman içerisinde yapabileceği birtakım işleri ona gördürdü. Bunu yaparken de onu hiç azarlamadı. Hep güler yüzle işleri yapmasını sağladı.

Efendimiz (SAS) her zaman hoşgörü ve yumuşaklık ile davranmayı tercih etmiştir. Ebû Hüreyre (R.Anh) şöyle anlatıyor;

“Bedevînin biri, Peygamberimiz (SAS)’in mescidinin içinde küçük abdestini bozdu. Mescitte bulunanlar kızdılar, yerlerinden kalkıp adamın üzerine yürümeye başladılar. Nerdeyse adamı döveceklerdi… Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (SAS) onlara şu emri verdi:

“Onu bırakın. İdrarını yaptığı yere bir kova su dökün ve temizleyin. Sizler kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil…”

Buhari, Vudu 58, Edeb 80

Eğitimde önemli konuların altını çizmek ve tekrarlamak, önemli bir öğretim metodudur. Çocuk, tekrarlanan şeylerin önemli olduğunu sezer. Enes (R.Anh) der ki:

“Allah’ın Elçisi (SAS) bir cümle söylediği zaman, anlaşılıncaya kadar onu bazen üç defa tekrarlardı. Bir topluluğa uğradığı zaman onlara selâm verirdi. Konuştuğu zaman ne az ne de çok konuşurdu.’’

Muhatabını bıktırmadan veya anlatacağı şeyi eksik bırakmadan konuşmak… Söz konusu Efendimiz a.s. olunca hep bir itidal ve denge ile karşılaşıyoruz.

Hz. Ali (R.Anh), “Sevgili Peygamberimizin (SAS) çabuk konuşmazdı; her işitenin anlayacağı şekilde teker teker konuşurdu.” buyurmuştur.

Tirmizî, Menakıb 19/3642

Allah Resulü (SAS) asla kırıcı konuşmazdı.Kendisine kötü davranıldığı zaman bunu kişiselleştirmez, genelleme yapar ve düzeltirdi. Davranışın kötü olduğunu hissettirir, insanı kötülemez ve insana ağır gelecek söz söylemezdi.

Bir anne ile arasında geçen olay özellikle çocuk eğitimi hususunda güzel bir örnektir:

Medine’de yürürken bir kadının çocuğunu çağırdığını, fakat çocuğun annesini dinlemediğini gördü. Kadın, çocuğun eve gelmesi için, “Eğer gelirsen sana şunları alacağım” diyordu.

Peygamberimiz (SAS) kadına yaklaştı:

“Gerçekten çocuğa vaat ettiklerini alabilecek misin?”

“Hayır, alamam.” dedi kadın.

Efendimiz (s.a.v.) kadını uyardı:

“Bilesin ki bu, yalan olarak yazılır!”

Kadınların insan olarak görülmediği bir cahiliye döneminden sonra, Efendimiz, Sahabenin erkeklerini eğitirken, hanım sahabeleri de ihmal etmemekteydi. O’nun (SAS) zamanında kadın öğretmenler de vardı. Nitekim Şifâ (Ümmü Süleyman b. Hayseme), Hz. Peygamber’in (SAS) hanımlarından Hz. Hafsa’ya (R.Anha) yazı öğretmiştir. Hz. Peygamber’in (SAS) hanımları, ashabın kızlarının eğitim ve öğretimi ile ilgilenirlerdi. Onlar, evlerine gelen genç kızlara bildiklerini anlatırlardı. Bu kızlar da öğrendikleri bilgileri başkalarına aktarırlardı. Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (r.anhüma) başta olmak üzere Hz. Peygamber’in (SAS) hanımlarının ve daha başka kadınların eğitim ve öğretime büyük katkıları olmuştur.

Anlatmak ve örneklemekle bitmeyecek bir deryadır Efendimizin (SAS) yolu. Kur’an-ı Kerim’in tabiri ile Hz. Muhammed (SAS) bizler için “Üsve-i Hasene” yani “en güzel örnek”tir. Her alanda olduğu gibi eğitim öğretim alanında da Efendimizin (SAS) yolundan giderek gelecek nesillerin inşasında başarıya ulaşabiliriz. Kur’an ve sünneti hayatımızın merkezine koyarak yaşantımızı şekillendirebilirsek Rabbimizin razı olduğu bir İslam toplumu gerçekleşebilir.

Öznur Zeybek, İlahiyatçı, Eğitimci