Hamdiye Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Hamdiye KAYA; 1974 İstanbul doğumluyum. Türkiye’de ilkokul eğitimimden sonra, Karagümrük Tuba Kız Kur’an Kurşunda hafızlığımı tamamladım. Ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdim. O zamanlar orta eğitim ilkokuldan ayrı olduğu için beynin taze olduğu yıllar hafızlığa ayrılabiliyordu. Bizler erken yaşlarda hem Kur’an-ı Kerim ile meşgul olabiliyor, hem de kıymetli hocalarımızı örnek alarak yetişiyorduk.

Sonra burada 2 yıl Bilgisayar mühendisliği okudum, ama ortamı sevemedim doğrusu. Buraya gelmeden önce Türkiye’de bir Kur’an Kursunda hocalık yapmıştım, buraya gelince de teklif geldi derken baya iyi ve yoğun bir iş ortamına girdim. Burda başörtüsü sorunundan dolayı Türkiye’ de üniversitede okuyamayan öğrenciler için yurt açılmıştı. 95 öğrenci vardı, orda idarecilik yaptım. İslam Enstitüsünde Kur’an-ı Kerim hocalığı ve bir kadın organizasyonunda irşat başkanlığı yaptım.32 camideki Bayan Hocahanımlardan ben sorumluydum. Atamalarını ve teftişlerini yapıyordum. Şu an tabi evdeyim, çocuklardan sonra bir çok kez teklif gelmesine rağmen aktif çalışmaya başlayamadım…Küçük kızım 1,5 yaşında, büyük kızım 3 yaşında, şimdilik onlarla ilgileniyorum.

Bize Avusturya’ya (Viyana’ya) gitme nedeninizden bahseder misiniz? 

Bu ülkeye gelmemdeki ilk sebeb; 99 depremini İstanbul’da yaşadım ve artık İstanbul benim için korku dolu bir şehir olmuştu. Bir an evvel ordan başka bir şehre taşınmak istiyordum. O sıralardada üniversitelerde başörtüsü sorunu olduğu için, babam bizi (beni ve iki kızkardeşimi) Viyana’da okula devam etmemiz için kaydımızı burdaki üniversiteye yaptırdı. Buradan da kabul gelince aileden ilk olarak ben geldim. Daha sonra diğer kardeşlerim geldi. Babam zaten burada Din Görevlisi olarak çalışıyordu. Buraya gelince artık çok özlediğim o rahat uykularıma kavuşmuştum. Kısacası beklentilerime ulaşmış oldum.

Avusturya’ nın yerli halkından farklı muamele görüyor musunuz? Müslüman kimliğinizi  herhangi bir sorun olmadan taşıyabiliyor musunuz? 

Yerli halktan farklı bir muamele görmüyoruz ama arada, nadir de olsa ırkçı insanlarla karşılaşmak mümkün. Ama genel olarak kendimi rahat hissediyorum. Müslüman kimliğimi gururla, rahatlıkla taşıyorum.

Hayatınıza yerleşmiş/yer etmesi gereken kitap, dergi, giyecek yiyecek vb alışkanlıklarınızı Türkiye’deki kadar rahat karşılayabiliyor musunuz? 

Evet , burada da yeteri kadar Türk kitabevleri olduğu için ulaşmak istediğimiz herşeye çok rahat bir şekilde ulaşabiliyoruz. Giyecek ve yiyecek kunusundada sıkıntı çekmiyoruz.

Yaşadığınız yerde, özellikle ilk günlerinizde karşılaştığınız zorluklar oldu mu? 

Ben kendi adıma ilk günlerimde dil konusu hariç hiç bir sıkıntı çekmedim, ülke olarak yabancılara alışık oldukları için bir şekilde anlaşıyorduk.

Alışkanlıklarınızın, zevklerinizin, yaşam tarzınızın değiştiğini düşünüyor musunuz?

Alışkanlıklarım, zevklerim, yaşam tarzımın değiştiğine inanıyorum ama belki büyüdükçe zaten değişecekti. Burada 10 yılımı doldurdum, haliyle değişmek normaldir.

Türkiye’de olduğu gibi kolayca komşuluk, arkadaşlık ilişkileri kurabiliyor musunuz? Yoksa yabancı bir birey olarak tek başına mısınız? 

Komşuluk arkadaşlık ilişkilerimiz de iyi çok şükür.. Kendimi hiç yalnız hissetmedim.

Türkiyede mevcut olup yaşadığınız yerde bulamayacağınız sizin için önemli olan bi şey var mıdır, varsa nedir? 

Başta ezan sesini, camileri, denizi, vapur gezilerini, mısır çarşısını, sokak simidini çok özledim. Burda onların boşluklarını doldurmak mümkün değil.

Türkiye’den giderken yanınızda götürdüğünüz ve yaşadığınız yerde özlemini duyduğunuz, ulaşması zor veya imkansız yiyecekler nelerdir? 

Hmmm, düşündüm düşündüm ama sanırım yok. Herşeyi burda bulmak mümkün, yukarda saydıklarım hariç.

Mümkün olsa, yaşadığınız ülkeden Türkiye`ye birşeyler götürmek, taşımak isteseniz, bunlar neler olurdu? 

Çikolata ve burda bir firmanın fındıklı dondurması. Türkiye’ de yok malesef.

Gözlemlerinize veya tecrübelerinize dayanarak, yaşadığınız ülkede çocuk yetiştirmek konusunda  ne düşünüyorsunuz? Türkiyeye kıyasla zorlukları veya kolaylıkları nelerdir? 

Evet bu son soru benim için can alıcı soru, burda çocuk yetiştirmek Türkiye`dekiyle kıyas bile edilemez. Maalesef, ana okuluna başladığı günden itibaren çocuk, müthiş bir değişime uğruyor; saygıdan uzak, ahlak, edep, terbiye kelimelerini lugatlarına bile almamış bir nesil büyüyor. Herşeye rağmen Türkiye’ye dönmek istememin tek sebebi bu. “Okullarda şu hoşuma gidiyor” diyebileceğim hiç birşey yok. Ben burda 1 ay resmi okullarda stajerlik yaptım, din dersi öğretmeni olarak. Bu zaman zarfında en az 15 okul gezdim ve bütün öğrenciler aynıydı. Tam bir felaket. Din dersine gelen öğrenciler Müslüman ailelerin çocukları olmasına rağmen tahmin edemeyeceğiniz kadar ahlaksız, ucube bir topluluk yetiştiğini gördüm. Çocuklarımı burdaki okulların eline teslim etmek istemiyorum. Umarım bir parçada olsa aydınlatıcı olmuştur.

Elbette, özellikle bir eğitimci olarak görüş ve düşünceleriniz bizim için çok değerli. Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Rop: Hanne Meryem