Hayatın çok hızlı seyr ettiği zamanıımızda günümüz insanının, insan ilişkilerindeki zarif davranışların güzelliklerini kaçırdığını ve karşılaştıklarını da tam değerlendiremedikleri bir gerçek.

Yurt içinde ve yurt dışında bir hay huyun içinde düşünmeden yaşayıp gidiyoruz.
Anneler, babalar, çocuklar. Tüm aile fertleri ağır çalışıyor, çok hızlı zaman tüketiyorlar. Çevremizle, ailemiz içinde birbirimizle empati kurmaya, birbirimizi memnun ve mutlu etmeye zamanımız, imkanımız, niyetimiz yok.

Bizim çok güçlü aile ve çevre yapımızı çatlatmak için çok yönlü gayretler, masum görünen faaliyetler de mevcut malum.

Ayrıca hepimiz çok biliyoruz herşeyi. En iyi yapıyoruz. Hep ‘ben’ iz, hep ‘ene’ yiz.

Eski zamanlarda,
Büyük varken toplu konuşmalarda bile küçükler atılıp konuşmazdı.
Söz büyüğün, sus küçüğündü.
Bazen tekrar olsa bile anlatılan şeylerde,
Nezaketen ilk defa dinliyor gibi dinlenirdi.
Büyüklerin önüne geçilmez
Oturdukları yerlere oturulmazdı.
Yemeğe onlar başlamadan başlanılmazdı.
Besmele ile ilk büyük başlardı.
Yemekler toplu yenirdi.
Ne kadar acıkılırsa acıkılsın ‘Acıktım’ diye önceden yenmezdi.
Beklenirdi.
Bir vesile tok bile olunsa yine de sofraya oturulur, muhabbete eşlik edilirdi.
Büyükler abdest alacağında kapıda küçükler sevgi ile havlu tutarlardı.
Babaya azami saygı vardı.
Baba kapıda karşılanır,ellerindekiler alınır,
Terliği çevrilirdi.
Baba gelmeden evde olunur.
Her iş babanın gelmesine göre ayarlanırdı.
Gelmeden işler toparlanır, hazırlanılır baba beklenirdi.
Onayı alınmadan birşey yapılmazdı.
Misafire izzet ikram gerekirdi.
Ayakkabıları çevrilir,boyaya ihtiyaç varsa boyanırdı.
Eve gelen misafiri evin gençleri, yaşlıları, çocukları hep birlikte ağırlarlardı.
Çocuklar, gençler büyüklerin sohbetlerinden pay edinirler, nasihat alırlardı.
Evden çıkanı kapıya kadar geçirip okuyarak, Allah’a emanet edip selametle göndermek önemliydi.
Bazı sıcak bölgelerimizde evin gençleri gelen misafi havlu sallayarak serinletirlermiş. Komşumuz, kollarımız ağrırdı havlu sallamaktan diye anlatıyordu.
Yemek seçme yapılmazdı.
Evde ne pişti ise yenir şükredilirdi.
İkram edilen yiyecek tercih edilmese bile alınır,bir lokma bile olsa yenirdi.
Komşu haklarına dikkat etmek, komşuları rahatsız etmemek için yüksek sesle konuşmamak, merdivenleri sessiz çıkıp inmek dikkat edilen şeylerdendi.
Bir yere gidilip değişik birşey alındığında imkan nispetinde mahalledeki çocuklara da alınırdı.
Aile mahremiyeti önemliydi.
Sofralarımız, muhabbetimiz, yaşadıklarımız özeldi.
Özenle korunurdu.
Eve alınan şeyler, kimse görüp imrenmesin diye kapalı torbalar içinde getirilirdi.
Bir sevgi saygı halesi vardı Allah rızası için aileden başlayarak halka halka genişleyerek toplumu içine alan.

Yazdıklarım genel ifadelerdir. Yoksa, günümüz şartlarında da zerafetlerine hayran olduğumuz muhteşem aileler, insanlar görüyoruz.
Elhamdulillah.
Ne yapmalıya gelince; güzel ahlak timsali Peygamber (SAS) efendimizi ve varislerini örnek alarak, örnek olmak diyeceğim.
Önce beğendiğimiz zariflikleri biz yapacağız, bizde gören çoluk çocuk, çevre de yapıcak inş.
Muhabbetle …

Hümeyra Uyarel