Beyin, vücudumuzda oksijeni en çok kullanan ve ona ihtiyacı en fazla olan organımızdır. Bu sebeple de oksijensizliğe hiç dayanamaz. Deterjan ve parfümlerde kullanılan koku kimyasalları, bazı gazları da ihtiva ederler. Bu gazlar, metan, metil, eter, etil alkol, ozon, klor, noniyonik ve aniyonik asitler v.b. şeklindedir. Bu maddeler kullanılırken solunum yoluyla alınmakta ve beynin oksijen kullanımını azaltmaktadır. Bu gazlar ve kokular beyin hücrelerine zarar verdiğinden zamanla unutkanlık, geç algılama gibi olumsuzluklar görülür. Ayrıca bu kokular teneffüs edildiklerinde, akciğer hastalıklarına zemin hazırlayıcı veya var olan hastalıkları tetikleyici olabilirler. Baş ağrısı, migren ağrılarında artış gibi belirtiler verebilir. Bu sorunlar en çok bu maddelerle uğraşan ev hanımlarında daha çok görülür.

Şimdi birkaç deterjan ürününün hangi  maddeleri içerdiğini ve bunların zararlarını  görelim.

Ovarak temizleme için kullanılan tozların neredeyse tümü, beyazlatıcı ve leke çıkarıcı etkisi olan klorlu çamaşır suyu içerir. Toz halindeki klor, suyla karıştığında, göz, burun, boğaz ve ciğerler için tahriş edici olabilen klor gazını oluşturur.

Dezenfekte edici temizlik maddeleri, solunursa tehlikeli olacak birtakım uçucu kimyasallar içerirler. Deri ve solunum sisteminin iç zarları yoluyla kolayca emilebilen kresol, bu kimyasalların en sık kullanılanlarından biridir. Kresol, karaciğer, böbrek, akciğer, pankreas ve dalakta hasara neden olabildiği gibi, merkezi sinir sistemini etkileyerek, depresyon, sinirlilik ve hiperaktiviteye de yol açabilir. Dezenfektanlarda bulunabilecek diğer maddeler ise fenol, etanol, formaldehit, amonyak ve klordur.

Fırın temizleyicilerde çeşitli zehirli maddeler bulunmakla birlikte en büyük tehlikeyi deriyi yakıp geçebilen asit ile gözler ve ciğerler için son derece tahriş edici olan amonyak oluşturur. Sprey tüplerindeki fırın temizleyicileri ise minik asit ve amonyak damlacıklarını kolayca solunabilecek, cilde ve gözlere temas edebilecek formda havaya dağıttıkları için tehlikelidir.

Bulaşık deterjanlarının çoğunda yüksek düzeyde fosfat ve klor bulunur. Yanlışlıkla yutulursa çok önemli sağlık sorunlarına yol açar. Bu nedenle bulaşıklarınızın çok iyi durulanması gerekir. Düşük düzeyde klor gazları tehlikesiz kabul edilse de bulaşık yıkama süreci boyunca, küçük miktarlarda dışarı verilen klorun etkisiyle oluşan solunum zorluğu, göz yanması, yorgunluk, baş ağrısı gibi semptomlara yol açabilir.

Çamaşır ürünlerinin çoğu doğal ortamda ayrıştırılıp geri kazanılmayan malzemeler; fenol, amonyak, naftalin ve diğer zararlı kimyasal maddeleri içerirler.

Mobilya cilalarının, özellikle de aerosol olanların normal kullanımı sırasında çıkan gazların kazara solunması ya da yutulması ciddi bir tehlike oluşturur. Bu cilaların yapımında pek çok zehirli madde kullanılır. İnsan için kanser yapıcı olduğundan şüphelenilen fenol, cilaların çoğunda bulunur. Fenol deriye temas ederse, şişme, soyulma, yanmaya neden olup kurdeşen ya da sivilceler oluşturabilir. Dahili olarak çok az miktarda bile alınması dolaşım sisteminin çökmesine, çırpınma, soğuk ter, koma ve ölüme neden olur

Cam temizleyicilerin çoğu, su, amonyak ve biraz da mavi boya karışımından başka bir şey değildir. Amonyak içeren cam temizleyicileri fazlasıyla tahriş edici gazlar yayar ve kazara göze püskürtülürse zararlı olabilir.

Oda deodorantlarının çoğu hiçbir şekilde havadaki kötü kokuları yok etmez. Bazıları rahatsız edici kokuları, hoş kokularla örtmeye çalışır, bazıları da burun yollarını yağlı bir tabakayla kaplayıp koku alma duyumuzu engelleyen bir kimyasal yayar. Oda deodoratlarında bulunan kimyasal maddelerden bazıları naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehittir. Aerosoller amonyak, sentetik koku maddeleri ve diğer zehirli maddeleri içeriyor. Artık sera etkisine ve ozon tabakasının tahribine yol açan gazları içermiyor olsalar da, yeni nesil itici gazlar üretime yeniden kazandırılamayan kapları ile insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyi sürdürüyor. Laboratuvar çalışmaları yeni nesil itici gazların içerdikleri bütan, izobütan ve propan gazları sebebiyle kalp, merkezi sinir sistemi ve akciğerler için zararlı olduklarını gösteriyor. Kötü kokuları maskelemek için aerosollerde kullanılan maddeler burundaki geçitleri kaplayarak ve sinirleri işlevsiz kılarak koku hissini zayıflatıyor.

Düzenli tütsü yakmak ise Minnesota Üniversitesi Kanser Araştırmaları Enstitüsünün araştırmalarına göre dil ,sinüs ve ağız kanserine yol açıyor.

Bütün bu sayılan  kanserojen maddeleri üreticiler, cazip hale getirip albenisini artırmak için  çok hoş kokularla ve renklerle saklıyorlar.

Parfüm kokuları

Daha ucuz ve yaygın kullanılmasının sağlanması için parfümlerin yüzde 95′i sentetik olarak petrolden elde ediliyor ve bunlar benzen ve aldehitler ile benzeri zehirli maddeler. Mesela, parfümlerde kullanılan benzoinin, farelerin lenf düğümlerinin genişlemesine, dalaklarının büyümesine ve karaciğerlerinin zarar görmesine sebep olduğu gösterilmiştir.

Parfüm yalnızca kullanıcı değil, yakınındaki migren hastaları için de menfi tesire sahip. Parfüm ve kolonya kokuları, migren hastalarının beyninde elektrik faaliyetinin değişmesine yol açarak; migren ağrılarının başlamasına sebep olabiliyor.

Parfümlerde kullanılan koku maddelerinin kişilerin hassasiyetine göre ortaya çıkardığı menfi belirtileri şöyle sıralayabiliriz:

Göz yaşarması veya kuruması, çift görme, hapşırma, burun tıkanıklığı, kulak çınlaması, kulak ağrısı, baş dönmesi, öksürük, nefes darlığı, yutkunmada zorluk, astım krizi, baş ağrıları, uyumsuzluk, kısa süreli hafıza kaybı, yoğunlaşma bozukluğu, mide bulantısı, endişe, çabuk kızma, huzursuzluk, isilik, kurdeşen, egzama, eklem ve kas ağrıları, kalp atışında bozukluk, hipertansiyon, lenf bezlerinde şişlik.

Bu zararlı maddelerin kullanımı, bilinçli tüketiciler arttıkça, üreticiler tarafından azaltılıyor. Özellikle de en masum varlıklar olan bebek ve çocuk ürünlerinde kullanılmamaya başlandı. Bebek ürünlerinde artık parfümsüz,  alkolsüz uyarılarını görmeye başlıyoruz. Bu da biz tüketiciler için iyi bir gelişmedir. Dileğimiz odur ki, bu zararlı maddeler biz hanımların en çok kullandığı  ürünlerden de çıkartılır. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi bu tehlikelerden koruruz.

Fazilet İşçen, Kimyager