1. Diyet yaparken yapılan hatalar nelerdir?

  • Aç kalmak

Öğün atladığınızda kan şekeri dengeniz olumsuz etkilenebilir. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, hem sonraki öğünde daha fazla besin tüketirsiniz, hem de uzun süre herhangi bir besin tüketilmediği için, vücut sinyaller yollayıp kendini korumaya alır ve bir sonraki öğünü depolama eğilimi gösterir. Ayrıca, metabolizma da koruma içgüdüsüyle yavaşlar ve yemediğiniz zaman yakmamaya başlarsınız.

  • Yasaklarla ve keskin kurallarla ilerlemeye çalışmak

Beslenme aynı zamanda sosyal bir eylem olduğu için, herhangi bir sağlık sorunu olmadığı sürece besinlere yasak koymak, mutsuzluğa sebep olabilir. Bu nedenle, sınırlı tüketmemiz gereken besinlerin bilincinde ama yasakların yer almadığı bir beslenme sistemi kullanılmalı ve vücutta denge sağlanmalıdır. En önemlisi de diyet yapan insan cezalı değildir. Tüm besinler yenilebilir. Patates, havuç, mısır, bezelye, muz, incir, üzüm, kavun, karpuz, sütlü tatlılar, hatta çikolata bile, zorunluluk nedeniyle yasaklamak gerekmiyorsa; miktar, sıklık ve gerekiyorsa yanında dengeleyici unsur eklenerek yenebilir.

  • Hedefi “Bir haftada 4-5 kilo vermeliyim” gibi düşüncelerle sınırlandırmak

Kilo kaybı hızının haftada, vücut ağırlığına göre orantılı olarak ortalama yarım ile bir buçuk kilo arasında olması önerilir. Bu değerlerin üzerinde kayıp olması durumunda ilk sorgulanacak madde, kilonun hangi kütleden olduğudur. Bir haftada büyük miktarlar verilebilir, fakat sağlıklı olan; yavaş ama kalıcı kilo kayıplarıdır. Bu yüzden hedefe değil, ona götürecek davranışlara odaklanmalıdır.

  • Tek tip besin içeren diyetler yapmak

Lahana çorbası, keten tohumu, meyve diyetleri, limon suyu, protein ağırlıklı diyetler gibi tek tip diyetler, şok diyetler veya bir besinin mucizevi hale getirilmesi yanlış uygulamalardır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi bir “yap-boz”a benzetirsek, tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli oranlarda almamız gerekir. Herhangi bir besinin faydası da ancak bu yap-boz içinde minik parçalar değerindedir. Yine tek tip beslenmede de hızlı kilo verilir ve su-kas kaybı yaşanır ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

  • Ödem yapacağı düşüncesi ile suyu az içmek

Su tüketiminin ödem yaptığı yönünde inanışın aksine, gerekli miktarda su tüketimi vücutta ödem oluşmasını engeller. Sindirim enzimlerinin çalışması için gerekli olan suyun yeterli miktarda tüketilmemesi, hem sindirim sistemini hem de metabolizmayı yavaşlatır. Günlük su tüketiminin gerekenden az olması, çay veya kahve tüketimin fazla olması, vücudu susuz bırakan, metabolizmayı yavaşlatan ve şişkinliğe yani ödeme sebep olan faktörlerdendir.

2. “Gerekiyorsa yanında dengeleyici unsur eklenerek yenebilir” diyorsunuz. Bu dengeleyici unsurlar nelerdir, bahsedebilir misiniz? 

Dengeleyici unsur, tüketilecek besine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin bulgur pilavı yerine pirinç pilavı tercih edildiğinde düşük posa alınacağı için aradaki açığı kapatmak veya doymak için daha fazla pirinç yemek yerine farklı posa kaynağı olan çiğ sebzeden yapılmış bir salata ile aradaki açık kapatılabilir. Örneğin yağdan zengin bir yiyecek ise salataya yağ eklemeyerek veya diğer yağ içerebilecek yiyecekleri yağsız haşlama tekniğiyle pişirilerek denge oluşturulabilir.

3. İki öğün arası kaç saat olarak tanımlanabilir?

Öğün aralıkları; eğer kişi diyabet, insülin direnci, reaktif hipoglisemi gibi karbonhidrat metabolizması hastalıklarına sahipse 2-4 saat arasında olmalıdır. Ancak herhangi bir problem yoksa açlık-tokluk sinyalleri takip edilmelidir.

4. Oruç tutarak zayıflanabilir mi?

Kişi sağlıklıysa ve özellikle karbonhidrat metabolizmasında bir problem yok ise oruç tutarak da günde birkaç öğün beslenerek de kilo kaybedebilir. Her ikisinde de önemli olan günlük alınan enerji dengesi ve karbonhidrat, protein yağ dağılımıdır.

5. En az ve en çok ne kadar su içilmeli?

Sağlıklı kişilerde su ihtiyacı VÜCUT AĞIRLIĞI x 0,033 = X LİTRE formülü ile hesaplanabilir. Aktivite, sıcaklık, emzirme, gebelik  gibi durumlar su ihtiyacını arttırmaktadır. Kişi çok seviyor ve içme isteği bulunuyorsa ihtiyacından 500-1000ml fazlasını içebilir. Ne kadar su içildiği kadar, nasıl içildiği de önemlidir; gün boyu hiç içmeyip bir anda 1 litreyi içmek yerine gün içine dağılım yapmak çok daha sağlıklı olacaktır. Sağlık problemi olan kişilerde, özellikle böbrek hastalıklarında kişinin tüm bilgisi ve takibi ile hesaplanmalı ve önerilerde bulunulmalı.

6. Diyet yaptığı halde kilo verememe sebepleri neler olabilir?

  • Yetersiz ve düzensiz uyku
  • Fiziksel aktivite azlığı
  • Öğün atlamak
  • Stres ve duygusal yeme isteği
  • Kan tahlilleri kilo verme sürecinde önemli parametreler içerir. Bazı değerlerin düşüklüğü veya yüksekliği kilo verememeye sebep olabilir.
  • Kilo veremeyip, düzenli regl olamayan bayanlar bir kadın doğum uzmanına görünmelidir. Sadece kan tahlillerinden bazı rahatsızlıklar tespit edilemeyebilir.

7. Piyasada bulunan diyet ürünlerine karşı tutumumuz nasıl olmalı?

Yapılan en büyük hatalardan birisi üzerinde light yazdığını gördüğümüz bir ürünün her zaman düşük kalorili olduğunu ve daha fazla miktarda tüketebileceğimizi düşünmektir. Mesela meyveli light yoğurtlar, diyet bisküviler, kahvaltılık gevrekler fazla tüketildiğinde kilo vermenizi engelleyebileceği gibi kilo aldırabilir. Aynı şekilde mısır gevrekleri, 2 yemek kaşığı bir dilim ekmeğe denk gelecek kadar enerji içerir ve fazla tüketirseniz elbette kilo vermenizi engeller. Bu yüzden her şeyde olduğu gibi porsiyon kontrolü bu ürünlerde de önem taşımaktadır.

8. Zayıflatıcı etkisi olduğu söylenen çaylardan ne kadar ve nasıl tüketmeliyiz?

Bitki çayları zayıflatıcı değil, zayıflamaya yardımcılardır. Tek başlarına değil sağlıklı bir yaşam tarzına adapte edildiğinde sonuç verebilirler. Hipertansiyon, kalp ritim bozukluğu ve hipertroidiniz yoksa ve hamilelik veya emzirme döneminde değilseniz 2-3 bardak yeşil çay içmenizde bir sakınca yoktur. Ancak içinde ne olduğu belli olmayan karışım “form çayı-zayıflatan çay” ifadeleriyle satılan çaylardan uzak durulmalıdır.

Dyt. Aylin Özgür