“Ramaz” kelimesinin anlamı yerin güneşin sıcaklığının şiddetinden kızmasıdır ki, böyle pek kızgın yere “ramda” denir.

Ramazan “ramda” mastarından “yanmak” manasına gelir. Yani kızgın zeminde, yalın ayak yürümekle yanmak demektir. Bayramını yaptığımız aya “Ramazan” denmesinin bir sebebi; günahları yaktığındandır. Orucun hararetinden günahlar yakılır.1

Ramazan “Ramadiyu” masdarından yaz sonunda güz mevsiminin başlangıcında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına da gelir. Tıpkı bu yağmurun yeryüzünü yıkadığı gibi şehr-i Ramazan da ehl-i imanı günahlardan yıkayıp kalplerini temizler.   Bu manalara göre bir ay boyunca müminler olarak yandık, temizlendik.

Rahmet yağdı üzerimize arınıp, dirildik.

Geçip giden benzersiz mevsimin kıymetini bilip de, nasip olanlarımız, yağan rahmetten hissedar olabilmek için açık tuttu avuçlarını semaya doğru. Nasip olunması önemli. Zira bilmek yetmez. Nasip olunursa açılır ancak eller semaya.

O rahmetten hissedar olunduğunun, yapılan ibadetlerin, gösterilen çabaların makbul olduğunun alameti, ‘edindiğimiz güzel hallerin bayramdan sonra da devam etmesidir’ der, bilenler.

Bu kıymetli zamanların sonunda, kendimizde sevmediğimiz, terk edip düzeltmeye niyet ettiklerimizi geride bırakmış, bağışlanmış olarak yeni bir başlangıca bayramla birlikte Bismillah diyoruz inş.

Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur.

Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.”
Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
“Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.”

Bunun için bayramda ilk önce, gönülden şükr yakışır dile. Ardından da sevinç ve neşe.

“Bayramınızı tekbirler ile süsleyiniz” emri gereğince, her namazdan sonra tekbirler yaraşır.

“Allahüekber, Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi’l-hamd”

“Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur”.

Bayram ne demek?

Zorlu bir sürecin nihayetinde ümmet olarak vaad edilen asıl mükafata “Reyyân” cennetinde kavuşuncaya kadar, bu dünyada kazanmanın neşesini ta yüreğinde duyarak bunu paylaşarak çoğaltmak demek.

Bir ay boyunca zorlu bir sürecin sonunda, beden ve gönül arındıktan sonra evlerde, sokaklarda, köyde, kentte temizlik demek.

Evleri, sokakları, şehirleri, çocukları, büyükleri ışıl ışıl, rengarenk, ince ince bezemek demek.

Gönüllerin derinlerinde her ne var ise hasretten, paylaşılamayan yalnızlıktan, beklentilerden yana, madalyonu çevirip öte tarafa, üzerine gülümsemelerden bir örtü çekivermek demek.

Elde avuçta ne varsa ikramlık şeker, çiçek, oyuncak, bayram harçlığı hepsini birlikte sevgi ile harmanlayıp sevinmek, sevindirmek ve sevgiyi paylaşmak demek.

Tam bu noktada bayram, ziyaret, sevindirmek kelimeleri bir araya gelince  yıllar önce gördüğüm bir fotoğraf canlanır benim gözümde. Garip bir köy evi. Tahta kapının eşiğine oturmuş, yüzündeki çizgilerden asırlık görünen bir nine. Önünde bir tabak lokum, bir tabak bisküvi. Yanında çayı. Elleri şakaklarında. Bekliyor; ‘Bayramın mübarek olsun ninem’ diyecek bir kadirşinas ses sahibini…

İşte bayram demek bu nine gibi yol gözleyenlerin gönüllerini hoş etmek demek.

Affederek bir diğerini, gönülden yük kaldırmak demek.

Bayram vermek demek kendinde olanı her ne varsa, güleryüz ile sunmak.
Görünürde tatlı ya da ne ise ikram edilen, sunulanın arka yüzüne bolca sevgi katmak demek.

Yorgunluk ve yoğunluk demek. Gün sonunda sızlarken herbir eklem, ayrı ayrı yattığın yer taş da olsa beğenmek demek 🙂

Çocuklara şeker demek çeşit çeşit. Rengarenk. Cepler ve ağızlar dolu olduğu halde bir diğerini göz hapsinde tutmak demek.

Ağızlarda şeker tadı ile ışıl ışıl bakmak, izlemek ve mutlu olmak demek.
Nihayetinde bayram adeta yenilenmiş olarak, yeniden doğmak demek. Pırıl pırıl bir defterde yeni bir sayfa açmak ve enerji yüklenmiş olarak, özellikle manevi hayata bir üst basamaktan devam etmek demek.

Kim bayram günü 300 defa;

“Sübhanallahi ve bihamdihi”der ve bunu Müslümanların ölülerine hediye ederse her müminin kabrine bin nur girer ve o kişi öldüğü zaman Allah Teala kendisinin kabri için de bin nur verir “

Ebu Hüreyre, Sa’d bin Evs el-Ensârî, (Taberani, Mu’cemü’l-Evsat,1/357)

Bu Hadis-i Şerif’i hatırlatmak da bayram hediyesi olsun okuyanlara. Bayramınız mübarek olsun.

Hümeyra Coşan Uyarel

  1. Elmalılı Hamdi Yazır