Prematüre (erken) doğum ya da bir anomali (hastalık) ile dünyaya gelen bebekler aylar öncesinden hazırlanmış odası yerine “Yenidoğan Yoğun Bakım” (YYB) servisine, anne-babasının sıcak kucağı yerine ise kuveze alınarak dünyadaki ilk haftalarını ailesinden uzakta geçirmek zorunda kalabilir.

Bu yaşananlarla ailenin tatlı heyecanları, beklentileri ve bütün olumlu duyguları bir anda korku, stress, anksiyete ve hatta kendilerini suçlamayla yer değiştirir. Amerika`da yapılmış olan çalışmalar ne yazık ki bazı anne-babaların bu şekilde doğan bebeklerini kabullenemediklerini, hastanede kalış süresince ziyaret etmediklerini ve hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediklerini göstermektedir (Walker, 2013; Wigert et al., 2006). Halbuki zaten savunmasız ve bakıma muhtaç olan bebeğin böyle bir durumda ailesine olan ihtiyacı daha da artmıştır. Öte yandan ise yine Amerika`da yapılmış olan akademik araştırmalar, anne-babanın YYB servisinde kalan bebeklerinin bakım ve tedavisine katılmalarının hem bebek hem de anne-baba açısından sayısız olumlu sonuçlarının olduğunu ortaya koymuştur.

Hamilelik süresince anne-baba ve henüz doğmamış fetüs arasında bir iletişim başlar, bu duygusal iletişim ‘bağlanma’ olarak tanımlanır. Bağlanma; anne-babanın bebeklerine karşı hissettikleri duygusal, zihinsel ve davranışsal sevgidir. Bu bağ hamilelik süresince başlayarak doğumdan sonra da ten-tene temasın sağlanması ile devam eder. Doğumdan sonraki ilk saatler bağlanmanın sağlanması için ‘kritik dönem’ olarak tanımlanır.(Klaus & Knell, 1976). Fakat bebeğin YYB servisine alınması, anne-babasından uzun süre ayrı kalması ve tensel temasın sağlanamaması durumları, problemli bir bağlanmanın oluşmasına ya da bağlanmanın gecikmesine sebep olabilir. Anne-baba ise kendisini çaresiz, güçsüz ve dışlanmış hisseder (Adama, Sundin, & Bayes, 2017; Wigert et al., 2006).

Güvenli bağlanma bebeklikten yetişkinlik dönemine kadar geçen süre zarfında psikolojik, sosyal ve duygusal olumlu etkiler sağlar. Mesela, oyun çağındaki çocuğun sosyal ve duygusal becerilerinin gelişmesi, ilkokul çağındaki çocuğun arkadaşlık kurabilmesi ve ergenlik çağındaki bir çocuğun sağlıklı ilişkiler kurabilmesi ve bu ilişkilerini devam ettirebilmesi bebeklik dönemindeki güvenli bağlanmasıyla ilgilidir. Güvenli bağlanmanın oluşması ise bebeğin ihtiyaçlarına cevap verebilme, göz göze, ten tene temas kurma, dokunma, okşama, öpme, konuşma gibi fiziksel ve duygusal aktif etkileşim kurarak sağlanabilir.

Aile odaklı bakımın YYB servisinde uygulanması, orada kalmakta olan bu özel bebeklerde bağlanmanın gelişmesinde ciddi bir katkı sağlar. Aile odaklı bakım, gelişmiş ülkelerde etkin bir şekilde uygulanmakta olan ve ülkemizde de sağlık kurumlarında yenice yerini almış olan önemli bir kavramdır. Bu sistem anne-babanın hastaneye yatışı yapılmış olan bebeğinin bakımında aktif ve etkin rol almasını, kısıtlanmadan bebeğiyle limitsiz vakit geçirmesini ve doktorların ve hemşirelerin bebek hakkında karar alırken ailenin de fikrini almasını ve bilgilendirmesini destekler (Griffin, 2006). Bu uygulandığı takdirde bebek daha kısa sürede taburcu olur, yeniden yatış ihtimalini azaltır ve anne-babasından daha az süre ayrı kalır (Baştanı, Abadi, & Haghanı, 2015). Bunun yanısıra aktif bir şekilde bebeğinin bakımına katılan anne-babanın psikolojik stres düzeyi düşer, kendisine güveni artar, iradesini kontrol yeteneği artar, kendisini dışlanmış hissetmez, bebeği ile devamlı ilgilenme isteği duyar ve sağlıklı bir şekilde duygusal bir bağ kurar (O’Brien & Warren, 2014).

Maalesef birçok hastanede yeni doğan bebek, yoğun bakımda kaldığı süre içerisinde anne-baba sadece günün belli saatlerinde kısıtlı olarak bebeklerini ziyaret edebiliyor. Aile odaklı bakım sistemi ise anne-babayı ziyaretçi rolünden çıkarıp, bakım sağlayan ana karakter rolüne çeviriyor. Aile odaklı bakım, anne-babanın bebeğin beslenmesine katılmasıyla (mümkünse emzirerek, değilse anne sütünü beslenme tüpünden vererek), temel bakım ihtiyaçlarını karşılamasıyla (bezini değiştirmek gibi), bebeğine masaj yapmasıyla, kanguru bakımı uygulamasıyla (bebeğe sadece bez ve şapka takılarak anne ya da babanın göğsüne yerleştirilmesiyle bir süre ten-tene temasının sağlanması); bebekle fiziksel temas sağlanmanın riskli olduğu durumlarda ise anne-babanın bebeğine kitap okumasıyla, hikaye anlatmasıyla, göz teması kurması, ninni söylemesi ya da sadece elini tutup konuşmasıyla gerçekleştirilebilir (Cox & Bialoşkurski, 2001; Walker, 2013; Ettenberger et al., 2017; Klaus, Kennell, & Fanaroff, 2013).

Yine bu konuda da bize en güzel örneği Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) göstermiştir. Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:

Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Alî’nın oğlu Hasan’ı öptü, yanında da Temîm kabilesinden Akra’ îbni Habis oturuyordu Akra’ dedi ki: “Benim on çocuğum var, onlardan hiç birini öpmedim.” Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona baktı, sonra şöyle dedi: “Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.” (Buhârî, Edeb 18).

YYB servisinde uzun süre yatısı yapılan prematüre bebeklerin bakımında aile odaklı bakımın uygulanması üzerinde dünyada yapılmış olan pilot çalışmalar, eğitimler ve akademik çalışmalar gösteriyor ki aile odaklı bakım uygulanan bebekler ortalama 16 gün daha az hastanede kalıyor (Whipple, 2000), daha düzenli ve desteğe ihtiyaç duymadan nefes alıp-verebiliyor (Cho et al., 2016), düzenli kalp atışına ve kanda yüksek oksijenlenme oranına sahip olabiliyor (Kim et al., 2017; Pour & Raghibi, 2016) ve bebeğin stress düzeyinde düşüş gözlemlenebiliyor (Whipple, 2000).

Yukarıda görmüş olduğunuz fotoğrafa, “Nasıl doğdum ama?” sorusuyla birlikte internette denk geldikten sonra, bu konu üzerinde çalışmanın neden önemli olduğuna, ailelerin ve sağlık personelinin bu konu hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğine bir kez daha inandım.

Sen çok güzel doğdun ufaklık, en güzel halinle kusursuz doğdun. Şimdi sıra bizde. Seni destekleme ve bu dünyaya alışmanı sağlama görevi biz sağlık çalışanlarında, akademisyenlerde ve aylardır gelişini dört gözle bekleyen ailende. Emin ellerdesin…

Selametle.

Yeni Doğan Bakım Hemşiresi

Nesibe Sümeyye Kütahyalıoğlu