Özellikle günümüzde yüksek teknoloji eseri kitle iletişim araçları, bir insanın dünyanın öteki ucundaki diğer insanlar ile son derece kaliteli bir şekilde iletişimini sağlıyor. İnsan yaygın bir ağ içinde her milletten dost edinip, istediği profil üzerinden diyalog kurabiliyor.

Buna rağmen geçmiş zamanlara göre insanoğlunun en büyük sıkıntısı anlamak ve anlaşılmak. Kendini ulaşmak istediği kişilere doğru ifade edebilme konusunda dertli insan evladı.

Dünyanın öteki ucundaki insanlara açık olan algılar, en yakınındakine kapalı olabiliyor.

İnsan, ta geçmişten günümüze, bu kendini ifade etme ihtiyacını, ruhuna ve bedenine şifa olacak şekilde duygularını, yazarak, boyayarak, yontarak, notalara veya dile dökerek gidermeye çalışmış. İşte bu duygunun, tasarımın, yaşanan güzelliğin, hayallerin, tasarımların vb, kendini ifade etme gayesi ile, estetik bir şekilde anlatabilme, sunabilme yollarından her birine sanat denmiş.  Bir düşünceyi ya da bir görselliği en güzel şekliyle yansıtan veya ifade edebilen kişi de sanatçı olarak adlandırılmış.

Sanatçı olarak adlandırılan kişi aynı zamanda hassas bir gönüle ve baktığı nesnelere herkesten farklı yaklaşma kabiliyetine sahip olan kişidir. Baktığını, baktığında gördüğünü, belli bir düzen ve disiplin içinde hareket ederek ifade etmeyi gerektirir sanat. Bunun için de, bir takım fıtrî yeteneklerin dışında, ilham denilen gönle dolan bir duygu ve bu duygunun sabır, sebat ve sağduyu ile eğitimi mutlaka gereklidir.

Çıkılan her yol gibi sanat yolu da çatallanır ilerledikçe. Benlik girer, nefs girer, şeytan girer işin içine. Eserinden yola çıkıp Rablerine doğru bir yol izler, Rahmani bakış ile bakabilenler. Bir başka açıdan bakarlar dünyaya. Rabbinin tecellisini görürler her noktada. Dilinden, kaleminden, fırçasından usulca dökülür görüp, duydukları.

Genel olarak doyurucu bir maddi getirisi olmaz sanatın. Sanatçının amacı; vermek istediği duyguyu, bilgiyi vererek kendini ifade edebilmek ve bunu yaparken de diğer insanlara en güzel şekilde sunarak yapmaktır. Beğenme, beğenilme insan ruhunu yükselten bir duygudur. Sanat, insanın kainatın muazzam ve muhteşem ahenginin yanında acizliğini, kulluğunu, dünyaya geliş nedenini anlamasına vesile olur. Vefa, sabır, sebat, disiplin, saygı ve sevgi melekelerini kazandırır, mevcut ise güçlendirir.

Çocuklukta başlayan sanat eğitimi çocuklarda, hafıza güçlenmesi,karar verme gücü vb yetilerinin gelişmesi, mevcut kabiliyetlerinin güçlenmesi, empati kurma, hoşgörü, hayal kurma, kritik düşünebilme, problem çözme yeteneğinin artması, bedenini ve beynini daha iyi kullanma, sorumluluk yüklenme gibi ruhi ve bedeni yeteneklerini güçlendirir. Zarifleştirir, güzelleştirir. Bu gelişen ruhî ve bedeni kabiliyetlerin yolcusunu, yolun doğrusuna, Rabbe ulaştırması beklenir yolun nihayetinde.

Bir sanatçının, en büyük eseri kendisidir esasında. Kazandığı her bir meleke ile adım adım ruhunu yontup, törpüleyip, bezeyerek kamil insan olma hedefidir.
Hümeyra Coşan Uyarel