Mavi gökyüzü, beyaz evler, kahverengi dağlar, biraz çöl, biraz deniz. Umman’dayız. Eğer siz de bir Arap ülkesini ziyaret etmek istiyorsanız, orijinalliğini kaybetmemiş, güvenli ve sakin bir ülke olan Umman’ı tercih edebilirsiniz.

Biz de hazır buraya kadar gelmişken, Meryem hanıma uğrayıp ondan bu güzel ülke konusunda gerekli bilgileri alalım dedik.

Meryem hanım, kaç senedir Umman’da yaşıyorsunuz? Ne sebeple burada bulunuyorsunuz?

Bu yıl yedinci yılımız Umman’da. Eşimin işi dolayısıyla burada bulunuyoruz.

Umman’a ilk geldiğinizde izlenimleriniz nasıldı? Bu ülkeye alışmakta zorluk çektiniz mi?

Buraya Eylül ayında gelmemize rağmen hava çok sıcaktı. İlk yerleştiğimiz şehir küçük bir yerdi. Nüfus Türkiye’deki gibi kalabalık değildi. Öğlen-akşam arası şehir sanki terk edilmiş gibi, dışarıda hiç kimse olmuyordu. İklim açısından alışmakta zorluk çektim diyebilirim. Fakat bu ülkeyi tanıma merakım, zorlukları katlanabilir hale getirdi.

Uzun yıllar Portekiz ve İngiliz sömürgesi altında kalan bir ülke olan Umman’da bu ülkelerin etkisi hala hissediliyor mu? Şu anki Sultan Qabus bin Said ülkeyi son 30 yılda çağdaş düzeye getirmiş. Nasıl bir yol izlemiş Sultan? Halk bundan memnun mu?

Portekiz sömürgesi, İngiliz sömürgesinden çok önce olduğu için İngilizlerin etkisi Portekizlilerden birşey bırakmamıs. İngiliz sömürüsünün etkileri ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda devam ediyor. Sultan’ın göreve başladığı tarihlerde petrolün ekonomiye girmesi, ülke gelirinin artmasına sebep olmuş. Bu nedenle dünyanın en fakir ülkesi olmaktan çıkıp, son 40 yılın en hızlı gelişen ülkesi haline gelmiş. Sultan, sınır komşu ülkeler ile barışçıl bir politika izlemiş, içerideki muhalif güçleri bastırmaya öncelik vermiş. Bölgede her zaman süper bir gücün bulunmasını tercih etmiş, bunu kendisi ve ülkesi için emniyet olarak görmüş. Diğer Arap ülkelerinin tersine İran ile pozitif bir ilişki içinde bulunmuş.

Medyaya yansıyan görüntüler, halkın halinden memnun olduğu yönünde. Geçmişi bilen yaşlı Ummanlılar bugünkü refah durumundan memnun. Gençler ise çevre Arap ülkelerindeki değişimi, gelişimi görmekteler. Bu da onların yönetimden beklentilerini yükseltmekte. Halkın Sultan’a bakışı genelde olumlu.

Petrolün ucuz olmasının halkın gelir düzeyinde bir etkisi var mı? Ülkedeki yaşam standardı nasıl?

Petrol ve petrol ürünlerinin ucuz olması nakliyat maliyetlerini azalttığından, insanlar bunun için yapacağı harcamaları diğer ihtiyaçları için kullanıyor. Bu da yaşam kalitesini arttırıyor. Ancak bazen bilinçsiz tüketim, petrol ve petrol ürünlerinin israfına sebep oluyor.

Ülkedeki yaşam standartı ise şöyle: Orta sınıf burada zayıf. Gelir katmanları arasında çok uçurum var. Gelir durumu iyi olanların hayat kalitesi oldukça yüksek, fakat ekonomik durumu zayıf olanlar da azınlıkta değil.

Umman’da Mecliste kadınların da yer aldığını biliyoruz. Bu durumda sosyal hayatta da daha aktif olduklarını düşünüyoruz. Bu doğru mudur?

Evet doğru. Umman ve diğer körfez ülkelerinde kadınlar, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda tahmin edilenin aksine oldukça ön planda. Devlet de bu noktalarda teşvik edici bir tutum sergilemekte.

Mesela yüksek okullarda okuyan öğrencilerin çoğunluğu kız öğrenci ve kızların okuması için devlet tarafından birçok kolaylık (ulaşım, konaklama v.b.) sağlanıyor.

Her şehirde devletin desteklediği, aynı merkezden yönetilen kadın dernekleri var. Kadının çalışmasına olumsuz bakılmıyor. Hemen hemen her kurumda kadınları görebilirsiniz.

Ev hanımlığı ise bizim anladığımız şekilde değil. Birçok evde en az bir yardımcı kadın bulunuyor. Bu kadınının, ev işleri, yemek, çocuk bakımı gibi sorumlulukları var. Evin hanımının görevi bu kadını yönlendirmek ve işleri kontrol etmek. Boş vakitlerde aile ve akrabalarla bir araya geliyorlar.

Umman ahalisinin Türklere veya genel olarak yabancılara bakış açısı nasıldır?

Halkın geneli Türklere karşı oldukça büyük ilgi, sevgi ve teveccüh gösterir. Ayrıca Umman medyası Türklerle ilgili haberlere önem ve öncelik verir.

Yabancılara karşı tutumları diğer körfez ülkelerine göre daha hoşgörülü. Bununla birlikte Avrupa ülkelerinden olanlara karşı, Asyalılara göre daha saygılı ve ilgililer.

Umman’da İslami hayat nasıldır? Dini uygulamalarda kolaylık var mı?

Ummanlılar, Peygamber Efendimiz (SAS) döneminde Müslümanlığı kabul etmişler. Amr bin As (r.anh) buraya vali olarak atanmış. Hz Ali (r.anh) döneminde Medine’den ayrılan bazı Hariciler, Umman tarafına gelmiş ve Haricilik bu ülkede hızla yayılmış. Umman bu mezhebin merkezi haline gelmiş.

Adını 8. yüzyılda yaşayan Harici alimlerinden Abdullah bin İbadi’ den alan İbadiye mezhebinin Ummanlıların İslami anlayış ve yaşayışlarında çok büyük etkisi olmuş. İbadiye mezhebi Hariciye mezhebinin içindeki en ılımlı, Ehl-i Sünnete en yakın, fıkhi hükümleri Şafii mezhebine yakın olan bir alt koludur.

Umman bugün de İslami konularda İbadiye mezhebini referans alan tek devlettir. Resmi rakamlarda Müslümanların yüzde 70’ i İbadiye mezhebine mensup olarak ifade edilse de bu oran Sünni ve İbadi nüfusu birbirine eşit denecek kadar yakındır. Yüzde 5’ den daha az Caferiler vardır.

Hadis ve Sünnete bağımlılık oldukça üst düzeydedir. Her türlü sosyal etkinlik namaz saatleri dikkate alınarak düzenlenir. Nerede ise erkeklerin hepsi, gençler ve çocuklar dahil namazlarını camide kılarlar. Ramazan ayı, farklılığını burada rahatlıkla hissettirir.

Umman’ da bireysel ibadetler teşvik edilir. Dini hassasiyetlerin siyasi bakış açısı ile ve güncel konularla yorumlanması, bağlandırılmasına sıcak bakılmıyor.

Devlet okullarında da temel dini bilgiler (Kur’an-ı Kerim, Siyer, Hadis, v.b.) eğitimi veriliyor.

Umman’ın damak kültürüne alışabildiniz mi? Türkiye’den alıştığınız yiyecekleri burada bulabildiniz mi?

Damak kültürleri Pakistan-Hindistan damak kültürlerine benziyor. Umman halkı pirinç ağırlıklı besleniyor. Pirinç et, balık, tavuk ile birlikte tüketiliyor, sarımsak ve çesitli baharatları yemeklerin hemen hepsinde kullanıyorlar.

Alıştığımız yiyecekler konusunda ise, özellikle kahvaltılıklarda peynir-zeytin-çay, Türkiye’de bulunanlarla aynı tadı vermiyor. Ama artık büyük marketlerde Türk ürünleri bulabiliyoruz. Yemeklerini yiyebiliyoruz, fakat ben Türk yemeklerini tercih ederim.

Hakla ve komşularınızla ilişkilerinizde dil problemi yaşadınız mı? Arkadaş edilmekte zorluk çektiniz mi?

Ummanlılar sıcak, samimi insanlar. Genellikle okumuş olanlar İngilizceyi çok iyi konuşuyor. Diğerleri ise çat pat da olsa bu dili konuşabiliyor. İlişki kurmada ilk yıllar zorlansam da artık bu problem ortadan kalktı.

Burada kadınların çoğunun arabası var. Benim ilk yıllarda arabam yoktu, dışarı çıktığım zaman hemen bir hanım arabasına davet ederdi. Böylece tanışıp arkadaş olurdum. Arkadaş edinmede çok zorlanmadım.

Umman’da eğitim nasıl? Çocuklarınızın kültüre, çevreye ve okula alışması aşamasında sıkıntı çektiniz mi?

Yüksek öğretim öncesi eğitim 4+4+4 olarak bölünmüş. Devlet okullarında Mısırlı öğretmenler çoğunlukta. Ayrıca diğer Arap ülkelerinden (Ürdün, Filistin, Irak v.b) de öğretmenler çalışıyor. Yeni yetişen Ummanlı öğretmenler de artık görev almaya başladı.

Eğitim seviyesi uluslararası düzeye göre düşük ve yetersiz. Özel okullarda ise durum biraz daha iyi. Çünkü bu okullardaki öğrenciler genelde yabancı öğrenciler ve veliler daha ilgili.

Bir de hemen hemen her şehirde Hindistan, Pakistan, Bangladeş okulları var. Bu okullara bu ülke vatandaşlarının çocukları gidiyor. Buralarda eğitim Hindistan-Pakistan eğitim sistemine göre olduğu için yoğun ve ağır. Umman’da en iyi eğitim veren okullar bunlar.

Çocuklar yetişkinlere göre çevreye daha çabuk adapte oluyorlar. İlk yıllarda okulla ilgili sıkıntılarımız oldu. Elhamdülillah onları da çok zorlanmadan atlattık.

Ülkede yüksek eğitim hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Buranın prestij sahibi üniversitesi olan Sultan Qabus Üniversitesi ve özel bazı üniversitelerde akademik eğitim almak mümkün. Ancak master, doktora gibi eğitimler henüz yeterli değil. Lisansüstü eğitim yok denecek kadar az. Ummanlılar İngiltere, Amerika, Avusturalya gibi ülkelerde master, doktora eğitimi alıyorlar. Bahsettiğim Sultan Qabus Üniversitesi de uluslararasında değil sadece ülke içerisinde prestijli.

Umman’ın iklimi nasıl? Ülkede hiç akarsu olmaması ve çöllerin bulunması ülkeyi olumsuz etkiliyor mu?

Umman’da sıcak ve kurak bir iklim hakim. Sahil bölgeleri iç bölgelere göre daha çok yağmurlu. Mayıs-Ekim arası nem çok yüksek. Kasım ayı itibariyle hem sıcaklık hem nem düşerek açık alanda yürümesi çok keyifli bir havaya dönüşür. Bu güzel havanın keyfi ise Mart ayına kadar sürer.

Yakın zamana kadar aktif olan akarsular varmış. Yeraltı suları var ve bunlar içme suları olarak satılıyor. Çöller Suudi Arabistan sınırları tarafında, buralarda değil. Bu yüzden bunlar olumsuzluk olarak görünmüyor.

Umman’da gezilecek görülecek yerler nereleridir? Orta bir bütçe ile tatil imkanı mümkün müdür? Tavsiye eder misiniz?

Umman’da gezilip görülecek yerler değişik fakat çok fazla değil. Hepsini bir hafta içinde görebilirsiniz. Bu yerleri kısaca şöyle sıralayabilirim:

  • Musendam (khasab) şehri: Burada balina, yunus gibi birçok deniz canlısını görebilirsiniz.
  • Muscat şehri: Mutrak souq (çarşı), camiler (her birinin mimarisi ve minaresi farklı), müzeler gezilecek yerler arasında.
  • Nizwa şehri: Çarşı, Jabal Akdar (dağ), al Hoota mağarası, Jabrin Kalesi
  • Sur şehri: Vadiler, Rus al Jins (Kablumbaglar sahili)
  • Masirah adası: Hint Okyanusu’nda küçük bir ada
  • Salalah şehri: Özellikle yazın burada iklim çok güzel. Arabistan yarımadası yazın kavrulurken burada hava 25-30 derece oluyor.

Yeme-içme de Türkiye ile kıyaslandığında pahalı.

Eğer imkan ve fırsatınız varsa masalımsı bir mekan görmek isterseniz, gelmeye değer.

Umman’ın sizce olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?

Umman’ın olumlu yönleri bence şunlar:

  • İslami ölçüler içerisinde rahatça yaşayabilirsiniz ve bundan dolayı saygı görürsünüz.
  • Emniyetli bir yer, suç oranı düşük, bunlar da medyada gösterilmiyor, şu ana kadar hiç kavga-dövüş görmedim.
  • Hayat kolay, trafik problemi yok, Türkiye’de yapılması zor olan şeyler burada kolay oluyor.

Olumsuzluklar ise bence şunlar:

  • İklim; Mayıs-Ekim arası dışarıda durmak neredeyse imkansız; nem ve sıcaklık çok yüksek.
  • Pahalılık; Ülkenin kendine ait fazla bir üretimi olmadığı için herşey dışarıdan geliyor.
  • Eğitim kalitesi düşük
  • Sağlık hizmetleri yeterli değil.

İmkanınız olsa bu ülkede yaşamınızı uzun yıllar devam ettirmek ister miydiniz?

Benim ülkem burası ile kıyas edilemeyecek kadar güzel. Fakat burası emniyetli ve huzurlu bir yer. İnsanları dindar, sıcak ve samimi. Buraya geldikten sonra stresli-yoğun bir hayattan sakin bir hayata geçiş yaptım diyebilirim. Bu ülkeyi ve insanlarını çok seviyorum. Eğer imkanım olursa uzun yıllar burada yaşamayı isterim.

Meryem hanım röportajımıza katıldığınız için teşekkür ederiz. Sağlık ve afiyet üzerinde olmanızı temenni ederiz.

Ropörtaj: Elif Ayhan- 2009