Amerika’da Bir Özbekistanlı: Mamura Azizova ile Söyleşi

Doğup büyüdüğün topraklardan uzakta, gayrimüslim bir ülkede hayatını devam ettirmek insanı dininden, kültürel değerlerinden alıkoyar mı, yoksa kuvvetli bir iman her şeyin üstesinden gelmek için yeterli midir? İnsan gayrimüslim bir ülkede, İslam diyarlarında olduğundan daha fazla kimliğini ve dini ve ahlaki değerlerini korumaya mı meyillidir? Müslüman kimliğimiz yurtdışında bizleri ne kadar koruyor, bizi nasıl yüreklendirip, gayrete getiriyor? İşte bütün bunları Mamura Azizova ile konuştuk.

Mamura hanım, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Adım Mamura Azizova. Evliyim, 3 oğlum var, Amerika`da yaşıyorum. İmam Buhari ve diğer Nakşibendi büyüklerimizin yaşadığı diyar olan Özbekistan doğumluyum. Evimde Montesorri okulu çalıştırıyorum ve şimdilik 3 öğrencim var.

Dini, dili, kültürü çok farklı bir ülkede yaşıyoruz. Bunun zorlukları ve kolaylıkları olduğu kadar, üzerimize yüklediği sorumlulukları da var. Amerika`da yaşayan bir Müslüman olarak sizce en büyük sorumluluğumuz nedir?

Daima İslam’ın emirleri doğrultusunda yaşamaya gayret etmek ilk sorumluluğumuz diyebilirim. Çünkü etrafımızdaki insanlara İslami biz temsil ediyoruz. Güzel örnek olmak en büyük sorumluluğumuz.

Mamura hanımı biraz daha yakından tanımamız için kısa bir not düşelim; Kendisi, Süleyman Çelebi`nin Mevlüd`üne hayran ve bu hayranlığı sebebiyle Mevlid`i ezberlemeye ve okumaya çalışıyor. Hatta bize de biraz sitemli; kendi dilinizde yazılmış bu kadar güzel bir eseri nasıl oluyor da ezbere bilmiyorsunuz diye şaşıyor bize.

Bize biraz Mevlid`den bahsedebilir misiniz? Öncelikle Mevlid`i nasıl keşfettiniz ve sizi Mevlid aşığı yapan şey ne oldu?

Bulunduğumuz yerde güzel bir İslami topluluğumuz var ve her Perşembe Mevlid akşamı tertipliyoruz. Ailece gidiyoruz oraya. Ancak Arapça Mevlid okunuyor. Özbekçe Mevlid var mıdır diye araştırmaya başladım. Karşıma Türkçe Mevlid çıktı. Çok beğendim, sözlerinden adeta büyülendim. Her kelimesi kalbime huzur verdi. Sonradan öğrendim ki M. Es`ad Coşan r.aleyh`in de en sevdiği şiirmiş. Dedim ki kendi kendime, mürşidimizin sevdiği bir şeyi yapmak lazımdır. O yüzden ezberlemeye ve okumaya başladım.

Amerikalı bir Müslümanla evlisiniz. Türkiye`de başka bölgelerden evlilikler bile tereddütle karşılanabiliyor, kültür ve yöre farkından dolayı sorun olabiliyor. Farklı kültürlerin, milletlerin evliliği konusunda onlara ne söylemek istersiniz?

Eğer amacınız İslam’ı yaşamaksa, İslami kuralları takip ettiğiniz sürece neden olmasın. Bence önce din geliyor, sonra kültür. Eşim ve benim birlikte karar verdiğimiz, anlaştığımız bir şey var; İslam`a göre yaşayacağız ve çocuklarımızı İslam`a göre yetiştireceğiz. Tabi zorluklar var ama söylediğim gibi amaç İslam olunca Allah kolaylaştırıyor. Önceleri bazı akrabalarım evliliğimize karşı çıktılar. Eşimi tanıyınca endişelerinin yersiz olduğunu anladılar.

İki ailenin dinleri farklı olunca Dini bayramlardaki tutumunuz nasıl oluyor?

Eşimin ailesi Hristiyan, Noel`de biz onlara hediye götürüyoruz, ama onlardan hediye almıyoruz. Onlar da bizim bayramımızda bize hediye alıyorlar. Böylece çocuklarımız, büyüklerine,  gayrimüslim de olsalar, hürmet ve saygıyı, aynı zamanda Müslümanla gayrimüslimler arasında nasıl bir ilişki olabilir, onlara karşı tutumlarımız nasıl olmalı bunu öğreniyorlar..

Amerika`da güzel bir İslami topluluğun içindesiniz. Amerika gibi bir ülkede İslami bir topluluğun içinde olmak, özellikle çocukların da böyle bir ortamda büyümesi, İslam’ı yaşayarak öğrenmeleri, herkese nasip olmayacak bir nimet. Çalışmalarınızdan bahsedelim biraz, ne gibi faaliyetler ve etkinlikler yapılıyor?

Elhamdülillah ehli tarik bir topluluğun içindeyiz. Böyle bir cemaatin içinde olduğum için çok şanslıyım. Yakında bir İlahiyat Fakültesi açmayı düşünüyorlar. Çocuklarla birlikte katılabildiğimiz çok güzel etkinliklerimiz var; Mesela Kaside-i Bürde akşamı tertip ediyorlar. Biri sadece hanımlara biri de herkese açık oluyor. Haftada bir Mevlid okuyoruz. Üç ayda bir aile kamplarımız var. Bir de yaz aile kampımız oluyor. Hafta sonu çocuklarımız için din derslerimiz var. Her gün sabah namazından sonra derslerimiz var. Bizi ziyarete gelin eminim çok memnun kalacaksınız.
Bir Özbek atasözünde denildiği gibi;
Ming marta eshitgandan, bir marta ko’rgan afzal.
Bir defa görmek, bin defa duymaktan daha kıymetlidir.

Bu güzel sohbet için Mamura hanıma teşekkür ediyoruz.

Ramazan 1440/Mayıs 2019
Akwa

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top