Moleküler Biyoloji Doktora Öğrencisi Mübine Hanımla Söyleşi

Merhabalar, bize kendinizden, çalıştığınız alandan ve üniversitenizden kısaca bahseder misiniz?

Adım Mübine. 1994 yılında İstanbul’da doğdum. Babamın mesleğinden dolayı önce Amerika’ya, sonra da Suudi Arabistan’a taşındık. 2010 yılında İstanbul’a geri döndüm ve 2019 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. İnsan biyolojisi ve hastalıkları ilgimi çektiği için tıp fakültesini tercih ettim fakat okurken araştırma alanında daha mutlu olduğumu ve Allah’ın izniyle daha fazla yarar sağlama potansiyelim olduğunu fark ettim. Şu an Utah Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji alanında doktora yapıyorum. Moleküler Biyolojinin hedefi basitçe bildiğimiz biyolojik olaylara sebep olan mekanizmaları aydınlatmaktır.

Şu anda alanınızda en revaçta olan çalışmalar nelerdir? Bu alanda uzmanlık yapanlar ileride ne gibi işlerle uğraşabilirler?

Moleküler biyoloji araştırması birçok alanda olabilir. Kanser biyolojisi, genetik hastalıklar, immünoloji ve hatta yeni Coronavirüs için bir aşı üzerinde çalışan bilim adamları var. Moleküler teknikler daha ucuz ve erişilebilir hale geldiğinden gelecekte doktor bilimcilerin çalışmalarında daha fazla rol olacağına inanıyorum. Yeni bir tedavinin laboratuvarda test edilip hastaya ulaşması için gereken süre azalmaktadır. Bu alanda yeni bilim insanları akademide veya endüstride sadece laboratuvarda çalışabilirler. Veya laboratuvar keşiflerinin hasta tedavisine dönüştürülmesinde görev alabilirler.

Müslüman kimliğinizin çalışma hayatında size artı sağlayan, diğer arkadaşlarınızdan farklı kılan yönleri nelerdir?

Bana göre, Tıp Fakültesinden mezun olmak zor. Ayrıca, çalışma hayatına başladığınızda da birçok zorluk var. Arkadaşlarımın çoğu daha mezun olmadan kendilerini tükenmiş hissettiler. İmanımın, derslerime ve çalışmalarıma odaklanmada bana yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de ve Amerika’da bilimle uğraşan bir Müslüman hanımefendi olmanın ne gibi farkları vardır?

Laboratuvarda çalışmak bir takım çabasıdır, bu nedenle çok şey laboratuvar arkadaşlarınıza bağlı. Türkiye’de çalıştığım laboratuvardaki ekip çok saygılı ve destekleyiciydi. Üzerinde çalıştığımız alan da ilgi çekiciydi. Amerika’da ise, çalışmalara daha çok maddi destek var ve seçenekler da fazla. Sadece bu nedenlerden dolayı Türkiye’de iyi bir laboratuvar bulmanın daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Sizin gibi bu meslekte kariyer yapma misyonuna sahip genç arkadaşlarımıza neler tavsiye edersiniz?

Ben, Tıp Fakültesini severek ve isteyerek seçtim. Sonradan bilimin başka bir dalıyla daha fazla ilgilendiğimi fark ettim. Geçiş yapmak zordu ama ben kendim için doğru seçimi yaptığımı düşünüyorum. Benim tavsiyem kararlarınızdan şüphe etmekten ve kariyerinizi yeniden değerlendirmekten korkmayın. Size rahat ve kolay gelen seçenekleri hedeflemeyin. Sizi en çok motive eden ve başkalarına fayda sağlayabileceğinizi düşündüğünüz alanları hedefleyin.

Teşekkür ediyor ve çalışmalarınızda muvaffakiyetler diliyoruz.

Röportaj: Kübra Ankaralı

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top