Paris’in dünyada en çok ziyaret edilen şehirlerden biri olduu söylenir. Herkesde farklı duygular uyandırabilecek bir şehir bence burası. Duygular tartışılır ama, bence en tartışılmazı bu şehrin kocaman bir açık hava müzesi oluşu; devasa tarihi binalar -içlerinden en ilgi çekicisi Musee de Louvre- sonra Eyfel Kulesi ve elbette ki Sen Nehri, hepsi çok etkileyici.
Tüm bunlarla ilgili izlenim ve bilgileri bir kenara bırakıp bu esrarengiz şehrin beni en çok ilgilendiren köşesine götürmek istiyorum sizi; Paris Büyük Camii’ne.
15 Temmuz 1926 da Fransız başkanı Gaston Doumergue devrinde ibadete açılan cami, 1. Dünya Savaşında Fransa için savaşan “tirailleurs”, yani keskin nişancıların onuruna, onlar için Fransa’ dan bir minnet nişanesi olarak yapılmış.
Cezayirli Müslümanlardan müteşekkil bu keskin nişancılar grubu 1870 yılında Kırım ve Prusya savaşlarında ve diğer başka savaşlarda hep Fransız saflarında yer almışlar. Hatta Kırım Savaşı sırasında bu keskin nişancılara Türkolar takma adı verilmiş ve ondan sonraki yüzyıllar boyunca bu adla bilinmişler.
Cami, şehrin ünlü üniversitelerinin ve liselerinin de bulunduğu 5. bölgesinde, Jardin des Plantes adındaki büyük botanik bahçesinin hemen arkasında bulunuyor. Müdejar tarzında inşa edilmiş camide Endülüs yapılarının tipik özellikleri hemen farkediliyor. (Müdejar: Endülüs’ün düşmesinden sonra hristiyanlarla birlikte kalan fakat dinlerinden dönmeyen, müslüman olarak kalan kişilere verilen ad.) Bu bilgilere daha önceden sahip olmadığımız halde, camiye girer girmez eşimle burası Elhamra’ ya cok benziyor dedik durduk. 33 metrelik minaresi gercekten tipik Endülüs kule ve minarelerini hatırlatıyor insana.
Küçük havuzlar, ince kemerler, duvar süslemeleri, ahşap tavan süslemeleri, merdiven kenarlarından akan sular… hep Elhamra’ dan birer esinti sanki. Bence kimi çok hoş olmuş, kimi de çok basit bir taklitden öteye geçememiş. Yine de Paris gibi bir şehrin göbeğinde bir müslüman mekanı bulmak harika bir duygu. Şahsen bu günden en fazla keyif aldığım yer burasıydı. Abdest alıp namazlarımızı eda ettik, bahçede oturduk dinlendik. Lokantayı gorunce karnımızı önceden doyurmuş oldugumuz için de hayıflandık.
Paris Büyük Caminin açılışındaki ilk namaz, zamanın Fransız Başkanının da katıldığı bir merasimle, Şaziliye tarikati şeyhlerinden Cezayirli Ahmed el-Alevi tarafından kıldırılmış. Caminin şimdiki (2007) idarecisi ise aynı zamanda French Council of the Muslim Faith in de başkanı olan Cezayirli Dalil Boubakeur imiş. Caminin külliyesi içinde lokantanın yanı sıra bir İslam ilimleri enstitüsü ve bir klinik var. Paris Büyük Camisinden şehrin gezi rehberlerinde bahsediliyor. Rehberlerde yer alması turistlerin ilgisini çekmiş olmalı ki, müslim- gayri müslim, bir çok ziyaretçisi vardı bu güzel mekanın. Bizden para isteyen olmadı ama, kapıda giriş ücretinin 3 euro olduğunu belirten bir not da vardı.
Nurgül Çelik
Allah nasip ederse biz de bu yaz bu camiyi ziyaret etmeyi istiyoruz.. Paylasim ve tanitim icin tesekkurler.
Insallah ziyaret ederseniz Paris Camisini Filizcim,
O zaman sizin izlenimlerinizi de bekleriz 🙂