“Süleyman Kuş Dilin Bilir Dediler”*- Mantıku’t-Tayr

“…Ya eyyühennasü ullimna mantıka’t-tayr!…”

(…Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi…)

Neml Suresi, 16. Ayet

Yunus Emre’ye “Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi” dedirten aşk; tarih boyunca insanları kalben, zihnen, aklen devamlı meşgul etmiştir. Herkes yakınlığına ve kendi kabına göre ya uzaktan bakmış ya yaklaşmış ya da yaklaşıp parmak uçları ile şöylece bir dokunmuşken; bazıları dokunmakla yetinemeyip, içine düşüvermiştir. Aşkların en üstünü Allah (c.c.) aşkıdır. Diğer tüm sevdalar, o lezzetin kırıntılarıdır. Allah’ın rahmetiyle biz kullarına ikramı olan bu kırıntılara, nimetleri adedince hamdolsun… Aşk olsun…

Mantıku’t-Tayr’da kuşlardan ve onların Simurg’a ulaşmak için çıktıkları yoldan bahsedilir. Kuşların başı Hüthüt ’dür. Neml suresinde Hüthüt’ten bahsedilir. Hüthüt ’ün başında süslü bir kabarıklık vardır. Feridüddin Attar buna hakikat tacı der. Manevi yola aklını kullanarak girmiştir. Hayrı ve şerri bilir, iyiyi kötüden ayırabilir.  İbibik, çavuşkuşu, Süleyman kuşu gibi isimlerle de bilinir. Hz. Süleyman’ın mektubunu Saba Melikesi Belkıs’a götüren kuştur. Mektup besmele ile başladığı için kitapta kuşlara kendini “gagasında besmele tutan” olarak tanıtır.  

Eserde bahsedilen diğer kuşlardan bazıları; musacık, papağan, keklik, turacı, bülbül, tavus, sülün, kumru, şahin, üveyik ve sarı asma kuşu gibi kuşlardır. Hikaye şöyle başlar; dünyadaki tüm kuşlar bir araya toplanır. Cihanda başsız bir ülke olamayacağına karar verirler. Kendilerine sultan olması için; Simurg’u arayıp bulmak üzere yola çıkmak isterler. Yola çıkılacağı zaman; kuşlardan bazıları korktuğundan, vazgeçmek zorunda kalacağı şeylerden ayrılamayacağını düşündüğünden, yolun uzunluğunu ve zorluğunu bahane ederek yola çıkmak istemez. Her bir kuş kendi mizacına uygun çeşitli bahanelerle yolculuktan vazgeçer, özür beyan eder.  Hüthüt hikayelerle onları yeniden, kurtuluşa giden yol ve yolculuk için teşvik eder. Kuşların bir kısmı geride kalır. Bir kısmı yolculuğa revan olur. Yol boyunca bu mazeretler, bahaneler, vazgeçişler, teşvikler, geride kalışlar vs. devam eder.  

Yolculuk; yedi vadiden geçmeyi gerektirir. Bu yedi vadi: 1) Talep vadisi (yolculuğun başlangıcı) 2) Aşk vadisi (sonsuzdur) 3) Marifet vadisi 4) İstiğna vadisi 5) Tevhit vadisi 6) Hayret vadisi 7) Fakr ve fena vadisidir.

Hikayenin devamında, Hüthüt kuşlara padişahın kim olduğunu bildiğini ama tek başına huzuruna çıkamayacağını söyler. Arapça’da adı “Zümrüdü Anka” olan kuşların padişahı, “Simurg” diye de bilinir. Hüthüt; padişahları Simurg ’un, zümrütten olan Kafdağı’nın ardında yaşadığını anlatır. Padişaha ulaşmak isteyenin, nefsine bağlanıp kalma utancından kurtulması gerektiğine işaret eder. Kafdağı bütün dünyayı çevreleyen, bir yüceliş merdivenidir. Yolu çok zor ve uzundur. Can dahil, sevdiğin her şeyden geçmedikçe Kafdağı’na ulaşılamaz.

Kuşların yolculuğa ve Simurg’a dair çeşitli soruları vardır ve onları şöyle ifade ederler: “Bizler tüysüz, kanatsız, tensiz ve cansız bir avuç âciz kuşlarız. Ulular ulusu o Simurg’a nasıl ulaşabiliriz? Aramızdan bir tekinin bile ulaşması mucize olur! Böyle bir maceraya kalkışmak bizim takatimizin üstünde değil midir?”

Hüthüt şöyle cevap verir:

“Yeryüzündeki bütün kuşların hepsi de aslında Simurg ‘un gölgesinden ibarettir. Sen Hakk’ın kendisi olmazsın, fakat sonsuza dek Hakk ile olursun. Kimin gölgesi olduğunu bildiğin zaman, kurtulmuşsun demektir, yaşasan da ölsen de fark etmez. Eğer Simurg hiç tecelli etmek, kendisini göstermek istemeseydi, gölgesini asla yaymazdı.  Gizli kalmayı dilemiş olsaydı, cihanda gölgesi katiyen görülmezdi. Burada gölgesi görünen her şey, önce orada göründü! Eğer sende Simurg’u görecek göz yoksa, kalbin bir ayna gibi parlamadığı içindir! Simurg, sonsuz lütfuyla bir ayna yapıp koymuştur. O ayna kalptir, sen onun cemalini (güzel yüzünü) görmek için kalbine bak!”2

Kitabın sonunda; zorlu bir yolculuktan sonra sadece 30 kuş Simurg’a ulaşır. Farsçada “Si” otuz; “murg” ise kuş demektir. 

Feridüddîn Attar Mantıku’t-Tayr’da; Ankebut suresi 64. ayette geçtiği üzere; “Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret hayatı ise, gerçek hayattır. Keşke bilseler!” deki “gerçek hayat”ta giderilecek olan ihtiyaç ve isteklerimize ulaşma arayışımıza ve onları anlamamıza imkân sağlar. Bunu yaparken ayet, hadis ve velilerin hikmetlerini kullanır. 

Cennetten sürgün edilen ruhlarımız; cenneti özler. Özleyen insan huzur bulamaz. Ruhlar; ten kafesinden kurtulup, asıl vatanına dönmeyi ister. İster ama ayağına dolanarak, uçmasını engelleyen nice bin türlü nefsanî engeli aşmakta zorlanır. Kitap bu engelleri tanımamıza imkân sağlayarak, onlarla başa çıkmakta bize yol gösterir. Bunu okuması kolay, manası derin hikayelerle anlatır ki, üzerinde düşünmeyen kişi fabl”** okuduğunu sanabilir. 

Hz. Mevlâna “Attar yedi aşk şehrini dolaştı, bizse hâlâ bir küçük sokağın başındayız.” der.3 Mevlâna, Hafız, Sâdi, Molla Câmi, Şebüsterî ve Şeyh Galib gibi pek çok mutasavvıf şairler; Attar’dan ve edebi tarzından etkilenmişlerdir.  Mantıku’t-Tayr ise derinlikler, iniş -çıkışlar ve katmanlar içindeki insan ruhu ve karakterini anlamak için okunabilecek bir kaynak eserdir. Attar bizi, bize anlatır.

Zât-ı Hakk’ı anla zâtındır senin

Hem sıfâtı hep sıfâtındır senin

Sen seni bilmek necâtındır senin

Gayre bakma sen de iste sen de bul

Sûreti terk eyle mânâ bulagör

Ko sıfâtı bahr-i zâta dalagör

Ey Niyâzî şark u garba dolagör

Gayre bakma sen de iste sen de bul

Güfte: Niyazi Mısrî Hz.

Perihan Ürkmez

Dipnotlar

1) Feridüddîn Attar; Mantıku’t-Tayr: Kuşların İlahisi. Sufi Kitap s.111.

2) Feridüddîn Attar; Mantıku’t-Tayr: Kuşların İlahisi. Sufi Kitap s. 112-113.

3) Feridüddîn Attar; Mantıku’t-Tayr: Kuşların İlahisi. Sufi Kitap s. 9.

İncelediğimiz kitap; Mantıku’t-Tayr: Kuşların İlahisi kitabı Sufi Kitap’tan, Cemal Aydın çevirisi ile 2019 yılı Kasım’ında 6. Baskı olarak çıkmıştır. Titiz bir dipnot çalışması ile göz doldurucudur.

*Yunus Emre

**Fabl: Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum hikâye, öykünce.

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top