Dindar Bir Doktor Hanım- Ayşe Hümeyra Ökten

Merhume Dr. Ayşe Hümeyra Ökten’in “aşka dönüşen yaşam hikayesi” Sosyolog-Yazar Nevin Meriç tarafından 2011 yılında söyleşi tarzında kaleme alınmıştır. Ökten ailesi, Osmanlı döneminin son zamanları ile Cumhuriyet’in ilk zamanlarına tanıklık etmişlerdir. İslamiyeti yaşamaya çalışan bir ailede yetişen Hümeyra Hanım’ın, kitabın başlığından da anlaşılacağı üzere “hem dindar hem de doktor” olarak verdiği mücadele bizlere o zamanın şartlarında “şahsiyetinden ve inancından ödün vermeden nasıl yaşanır”ın cevaplarını sunmaktadır.

Eser, on bölümden oluşmaktadır. İlk olarak, tarihsel açıdan Hümeyra Hanım’ın dünyaya gelmeden önceki toplumun sosyo-kültürel şartları, daha sonra ailesinin eğitim durumu, ilerleyen bölümlerde ailevi hayatı, tahsili, sosyal hayatta kendisine biçtiği roller ve son bölümde de kutsal topraklara gidişlerinde yaşadığı maddi-manevi tecrübeler yer almaktadır.

Merhume Hümeyra Hanım’ı kısaca tanıtacak olursak;

Şehirli ve eğitimli bir ailede, 1925 yılında Fatih-Atikali’de dünyaya gelen Dr. Ayşe Hümeyra Ökten’in annesi Mahmude Hanım, babası Mahmud Celaleddin Ökten’dir. Ailenin ilk evladıdır. Züheyra adında bir kız kardeşi ve ailenin en küçüğü olan Ömer Sadettin adında bir erkek kardeşi vardır. Okullarını hep birincilikle bitirmiş, 1949 yılında İstanbul Tıbbiyesi’nden mezun olup saygın ve sevilen bir doktor olmuştur. Kendisi gibi başarılı olan kardeşlerinden Züheyra Hanım, üniversitede asistanlık yaptıktan sonra Fizik ve Kimya öğretmenliği yapmış ve daha sonra kimyager olarak çalışmıştır. Sadettin Bey ise Vefa Lisesi’nin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun olmuştur. Üniversitede asistan olduktan sonra Amerika’da aldığı eğitimlerin ardından öğretim üyeliğine devam etmiştir. Prof. Dr. Sadettin Ökten, özellikle İslam Medeniyeti üzerine konuşmaları ile tanınmakta olup birçok eseri bulunmaktadır. Hem hala hem de teyze olmasına vesile yeğenleriyle çok ilgili olan Hümeyra Hanım evlilikten uzak kalış nedenini “her eve bir anne ama yedi mahalleye de bir doktor lazım” sözleriyle açıklamaktadır.

Nevin Meriç ile söyleşisinde, eğitiminde ve kutsal topraklara ziyaretlerinde büyük destekleri olan babasını ve babasının çevresindeki dönemin önemli şahsiyetlerini anlatmaktan keyif almakta ve birçok önemli hususa dikkat çekmektedir. Babasına karşı büyük bir hayranlık duyduğunu, onun için “kendisine tanınan özgürlük sahasında o tümüyle yerlidir, kuşağına varıncaya kadar” tanımıyla ifade etmiştir.

Celaleddin Bey’den de kısaca bahsedersek; kendisi üniversite eğitimi görmüş, Felsefe, Arapça ve Edebiyat bilgisi ile maruf, yüksek hafızasıyla bilinen bir zattır. Birçok ilim adamı ve başkanların yetişeceği İmam Hatip Liselerinin kurulmasında öncü rol üstlenip gösterdiği çaba ile büyük bir başarının altına imzasını atmıştır. Çevresi ilim ve irfan sahibi kişilerle oldukça geniştir.

Eserde, ayrıca Mehmed Zahid Kotku (Rh.a), Nurettin Topçu, Babanzade Ahmed Naim, Mehmed Ali Ayni, Mahir İz, Orhan Okay, Mustafa Şekip Tunç, Emin Işık ve Mehmed Akif Ersoy gibi birçok isim zikredilmiş ve adı geçen şahsiyetler hakkında hiç duyulmamış ancak yakın çevredekilerin şahid olabileceği birçok anektod aktarılmıştır.

Yaşadığı dönem itibariyle hayatın zorluklarını ‘mağduriyet’ olarak tanımlamaktan ziyade ‘mücadele’ olarak gören Hümeyra Hanım, bu konuda yaşadıklarını “mağduriyet değil, kadere dair tecelli” olarak adlandırmış ve Allah’a karşı tam bir teslimiyet temsili olarak karşımıza çıkmıştır. Ona göre “paylaşmak ve güven esas, meşakkat geçici. Asıl olan insana hizmet ve Allah’a yakın olmaktır.”

Bu minvalde Doktor Hanım, 95 yıllık hayatının büyük bir bölümünü hastalarına adamıştır. Hatta bu konuda hastalarından aldığı hayır dualara sevinen Doktor Hanım, bir hastasının “Ayağın Kabe’ye varsın” duasının makbul olmasıyla Medine’ye görevlendirildiğini ifade etmiştir. Birçok ilke imza atan Hümeyra Hanım Türkiye’de tesettürlü ilk kadın doktor olmasının yanı sıra 1953’te Kızılay vasıtası ile Medine’ye görevlendirilen yine “ilk kadın doktor” olmasını bu şekilde yorumlamaktadır.

Hümeyra Hanım’ın Medine’ye yaptığı yolculuklara dikkatle bakıldığında aşka dönüşen bir yaşam tarzının ve aşkla sunduğu hizmetlerin izleri ile karşılaşılmaktadır. Şam’da karda kışta gecenin bir vakti istasyonda bekleyiş, Necid çöllerindeki zorlu yolculuk, Medine’deki hanımlara yardımları ve daha nicesi ile anıları bizlere dinamik bir aşkın tezahürünü sunmaktadır.

30 Ağustos 2020 yılında aşık olduğu topraklarda, Medine-i Münevvere’de Hakk’ın rahmetine yürüyen Dr. Ayşe Hümeyra Ökten için Allah’tan rahmet diliyoruz.

Sümeyye Ulcay
Rebiülahir 1442

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top