Fırtına Geliyorum Der!

“Büyük fırtınalar küçük çimenlere hiç bir şey yapmazken dev gibi ağaçları yerle bir eder.”

Cılız dereleri devasa nehirlere dönüştüren yağmurlar, önüne kattığını silip süpüren seller, kabına sığmayan denizler, küçük bir soğan gibi köklerinden sökülen asırlık ağaçlar, bir kaç katlı apartman boyu yükselen dev dalgalar, harabeye dönüşen evler, evsiz kalan insanlar… Bu sözün ne kadar da doğru olduğunu gösteriyor.

Bu felaketlerin ürkütücü boyutlara ulaşması bir yana, sıklığını ve yoğunluğunu artırması,  bilim adamlarını ve dünyanın gidişatı için endişelenen herkesi kara kara düşündürüyor. Kasırgalar ve fırtınalar daha önce hiç uğramadığı yerleri vuruyor, hortumlar evleri, tonlarca  ağırlıktaki tırları, kocaman ağaçları yerinden söküp atacak  kuvvete ulaşıyor… Hava ısınıyor, buzullar eriyor, denizlerin seviyeleri yükseliyor, yağmurlar ve fırtınalar artıyor.

Tabiatı kirleten, ekonomik refahtan dolayı şımaran, tabi kaynakları fütursuzca kullanan insanoğlu sonunda  kendi ettiğini buldu. Bindiği dalı kesti, altın yumurtlayan tavuğunun canına kıydı. Bu değirmenin suyu nereden geliyor diye düşünmedi. Suların birgün kesilebileceğini, elektriksiz, telefonsuz nasıl yaşayacağını düşünmeyi aklına bile getirmedi. Çünkü onlar hayatın bir parçasıydı ve hep olmaya devam edecekti… Sınırsızca, düşüncesizce, şımarıkça kullanabilirdi, kullandı da…

Geçtiğimiz aylarda yaşadığımız Sandy fırtınası bize bu anlamda çok önemli bir şey öğretti; bu devranın hep böyle dönmeyeceğini, dahası ve en önemlisi böyle afetler karşısında ne kadar aciz olduğumuzu. Tepemizde esip duran fırtınanın, içine düştüğümüz yağmurların bir an önce çekip gitmesi, hiç bir canlıya zarar vermemesi için hiç etmediğimiz kadar dualar ettik. Rasullulah Efendimiz`in çok yağmur yağdığı zaman Allah`ın rahmetine şükürsüzlük etmiş olmamak için, “Ya Rabbi biraz da başka taraflara yağdır” yakarışlarıyla yalvardık, O Merhametler Merhametlisine…

Sandy kasırgası 15 eyalette 149 kişinin ölümüne, kışın ortasında binlerce insanın evsiz kalmasına, 8 milyondan fazla insanın elektriklerinin kesilmesine sebep oldu. Bir çok benzin istasyonu kapandı, yer yer haftalar boyunca süren uzun benzin kuyrukları oluştu. New york`ta tren ve metro istasyonları selden zarar gördü, havaalanlarında 15 bin uçuş iptal edildi…

Ve nihayet, “ bir musibet, bin nasihatten hayırlıdır” hikmeti celilesi gerçekleşti de Sandy sonrası acziyetimizi itiraf ederek fırtına gelmeden neler yapabiliriz, ne gibi önlemler alabiliriz konusu kafalarımızı kurcalamaya başladı.

Fırtınaların depremlerden farkı;

Kasırgaların depremlerden farklı tarafı, bir kaç gün öncesinden hangi bölgeye geleceğinin biliniyor olması. Bu bir yönüyle tedbir almanız için size zaman tanırken, diğer taraftan büyük bir endişe ve korkuyu da beraberinde getiriyor. Bir yandan ya tedbirler yetmezse, ya evimizi sel alıp götürürse… gibi endişe ve vesveselere boğulanlara rastlamanız veya o hep bildik “bize bir şey olmaz” anlayışı ile vurdumduymaz, uyarılara kulak asmaz dolayısıyla hiç bir tedbir almaz insanlara şahit olabiliyorsunuz.

Amerikalılar bu konuda güzel bir söz söylerler” Thinking of the worst, wishing for the best.” Yani en kötüsünü düşünüp, en iyisini dilemek. Böylece kendini en kötüye hazırlamak ve en iyisi ile karşılaşmak için dua etmek…

Bu yazımızda “aman siz siz olun, uyarılara kulak verin, gereken tedbirleri alın, sonrasında pişman olmayın, kendinizi ve ailenizi korumuş olmanın rahatlığını yaşayın” gibi mesajları ve fırtına öncesi, ve sonrasında yapılabileceklerin bir listesini bulacaksınız.

Bir fırtına gelmeden önce yapılacaklar;

Eğer sizin bölgenize bir fırtına geliyorsa, bir kaç gün öncesinden tv ve radyolar uyarılarda bulunup, hangi bölgelerin zorunlu boşaltma bölgesi olduğunu haber veriyorlar. Bu işi son ana bırakmadan yolların sıkışık olabileceğini hesaba katarak, en kısa zamanda evinizi boşaltmanız ve sığınabilecek bir dost, arkadaş, akraba veya yerel yönetim tarafından hazırlanan bir  sığınma evi bulmanız son derece isabetli bir karar olacaktır.

Evinizi terketmeden önce yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir;

  • Önemli resmi evrakınızı su geçirmeyen bir kasaya koyun ve değerli eşyalarınızla birlikte üst katlara  ya da güvenli bir yere taşıyın,
  • Bütün acil ve ulaşılabilecek telefon numaralarını kaydedin,
  • Bütün pillerinizi ve telefonlarınızı şarj halinde tütün, yedek pil edinin,
  • Önemli bilgisayar dosyalarınızı yedekleyin, yedek hafızaya aktarın,
  • Arabalarınızı benzin doldurun,
  • Sıvı sabun, el dezenfektanı, diş macunu, kağıt mendil vs. tedarik edin,
  • Evinizi terketmeden önce, elektrik, su ve gaz vanalarını kapatın,
  • Elbise, çamaşır, battaniye vs. temin edin,
  • Yaşlı veya ilaca bağımlı hastaların, ilaçlarını yanlarına almalarını sağlayın ve ilaçları soğuk tutmak için buz torbaları hazırlayın.

Eğer sizin bölgeniz boşaltma alanı içinde değilse;

Elektiriklerin büyük ihtimalle kesilebileceğini hesaba katarak şunları tedarik edin;
  • Gelişmelerden haberdar olmak için pille çalışan bir radyo
  • Fener, mum
  • İlk yardım çantası
  • Temiz su
  • Jeneratör, propan veya tüple çalışan ısıtıcılar, yedek tüp
  • Pil
  • Buzdolabına veya pişirmeye ihtiyaç duyulmayan konserve yiyecekler
  • Buz torbaları (elektrik kesildiğinde bir müddet buzdolabınızı aynı ısıda muhafaza etmek için)
Bunun dışında yapılması gerekenler şunlar olabilir;
  • Küvetinizi suyla doldurun, suların kesilme durumunda tuvalet ve temizlik ihtiyacınızı bir süre karşılayacaktır
  • Arabanızı benzinle tam doldurun, hatta yedek benzin tedarik edin, fırtına sonrası bir kaç gün uzun benzin kuyrukları oluşabilir

Fırtınadan sonra yapılacaklar;

  • Yağmur birikintilerinde oluşabilecek zararlı böcek, yılan ve sinek gibi haşerata dikkat edin
  • Devrilmiş elektrik hatlarından ve elektrik hattına devrilmiş ağaçlardan uzak durun
  • Jeneratörünüzü bodrum katınızda veya evin içinde çalıştırmayın. Jenaratorler benzinle çalıştığından havaya zehirli gaz verirler. Cam veya kapı açık bile olsa bu tehlike atlatılmış olmaz. Bir çok kişi generatörü fırtınadan hemen önce alıyor ve nasıl çalıştırıldığını bile bilmiyor.

Yiyecek önerileri;

Yetkililer, elektrikler kesildiğinde buzdolabının kapısı açılmadan 4 saat, derin dondurucunun ise 48 saat aynı ısıyı muhafaza edeceğini söylüyorlar.  Elektrikler kesilmeden önce fermuarlı naylon poşetlere veya pet şişelere su doldurup dondurmak da sonradan ısıyı muhafaza etmekte etkili olacağını ifade ediyorlar. Buzdolabında 40 (F) derecede (4.4 C), süt ürünleri, et, balık tavuk, yumurtanın güvenli olduğunu, ısı düşmeye başladığında kokusu ve rengi iyi olsa da atılması gerektiklerini söylüyorlar. Bunun için buzdolabının ısısını mutlaka sık sık kontrol etmek gerekir.

Mayo clinic, raf ömrü uzun ürünlerin, toz halinde veya buzdolabında saklanmasına gerek olmayan süt ürünlerinin ve protein olarak balık, tavuk gibi ürünlerin de konservelerinin temin edilmesini öneriyor.

Son Söz…

Tabi afetler, bizi korkutmalıdır. Unutulmamalıdır ki; canlarımız Allah`ın bize emanetidir, bedeninimizin üzerimizde hakları vardır ve her ne olursa olsun bu emanet bir gün sahibine teslim edilecektir. Ama tedbir almak ve hayatımızı tehlikeye atmamak için uyarılara kulak vermeli, gerekenler yapılmalı, emanet iyi korunmalıdır. Bu da bize verilen can emanetinin haklarından biridir.

Veren de “O” Alan da ”O”, 

Nedir senden gidecek? 

Telaşını gören de, 

“CAN” Senin zannedecek.

Necip Fazıl

Araştırma; Rabia Yener

Şubat/2013

2 Yorum / Comments

  1. anilfeyza 02/02/2018 at 11:00 - Cevapla / Reply

    Cok faydali bir yazi..Radyo hatirlatmasi ne kadar da yerinde oldu.

    • Rabia Yener 02/02/2018 at 11:00 - Cevapla / Reply

      Tesekkur ederiz. Tedbir bizden, takdir Allah`tan.

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top