MEC Vakfı 15. Uluslararası Kurban Organizasyonu

“Kurbanın aslı, mâna ve mahiyeti, esrar ve ibreti nedir?
İşin bu yönüne kaç Müslüman eğiliyor?
Kurbandan kaç kişi ders ve ibret alıyor?”

Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan (rh. a.)

 

 

Yıllar öncesinden merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan (RH.A.), işte bu sorularla kurban ibadetinin en can alıcı hususlarını özetleyerek dikkatlerimizi çekip farkındalık oluşturmak istemiştir. Vefatının ardından kurulan ve uluslararası mecrada kritik bir görev üstlenen MEC Vakfı ise tam da bu misyonu omuzlamış ve bu vizyonda çalışmalarına devam etmektedir. Vakfın amacı sadece kurban organizasyonlarıyla sınırlı olmayıp, kendi web sitesinde de belirtildiği üzere; toplumda sosyal adalete odaklanmak ve desteğe muhtaç toplumların maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı olmaktır.

 

İlgiyle okuyacağınızı tahmin ettiğimiz, bu yılki Kurban Organizasyonu Genel Koordinatörü İbrahim Yüksel Bey ile yaptığımız söyleşimizle sizleri başbaşa bırakıyoruz:

 

Öncelikle, uluslararası platformda hizmet veren bu çalışmalar hangi niyetlerle, ne zaman ve nasıl başladı?

 

İlim, fikir ve gönül önderi merhum Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan’ın Avustralya’da vefatının ardından, kendisinin ufuk açan ideallerini, projelerini ve ayrımcılık karşıtı yardımseverlik felsefesini devam ettirmek amacıyla 2002 yılında kurulmuş olan MEC Vakfı, uluslararası çapta bağımsız, Avustralya merkezli bir hayır kuruluşudur.

 

MEC Vakfı, kurulduğu günden bu yana, zor durumdaki birçok topluluğun destekçisi olmuş ve çeşitli insanî projelerin hayata geçirilmesi için mali, sosyal, psikolojik ve manevî destek sağlamıştır. Amacımız, toplumlarda sosyal adalete odaklanmak ve desteğe muhtaç toplumların maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı olmaktır.

 

Mevcut kurban organizasyonu yapan diğer online alternatiflerinizden ve dernek, vakıf gibi kurumlardan farklarınız nelerdir, bahseder misiniz?

 

Şunu açık yüreklilikle, net bir şekilde söyleyebiliriz ki; bu organizasyon içtimai manada (siz bunu sosyal manada olarak da yorumlayabilirsiniz) inovasyon yanı olan çalışmaların bir ürünüdür.

 

Çalışmalarımız; spontane yöntemlerle, günübirlik fikirler, faaliyetler ve buna mukabil çözümlerle yürütülmüyor. MEC Vakfı’nın diğer faaliyetlerine ilave olarak öncelikle önemsediğimiz kurban organizasyonu; kurban ibadetinin, diğer ibadetler gibi aslına ve anlamına uygun bir şekilde yapılmasını çok önemsemektedir.

 

Vekâletini bize emanet eden insanların mesuliyetini her yönüyle hissettiğimizi ve buna mutlak doğru çözümler geliştirmemiz gerektiğini düşünerek, onların ibadetlerini yapmalarına aracılık ederken; yüce Rabb’imizin huzurunda kabul olunmuş bir ibadet olabilmesi için günümüz şartlarının en üstün standartlarını bulup, geliştirip, kendimize uyarlayıp, uyguluyoruz.

 

Bu manada, her yıl organizasyonumuz sürekli kendini güncelliyor, yeniliyor. Bu ibadetin yerine getirilmesi ve aslına uygun bir şekilde yapılabilmesi için araştırdığımız ve bulduğumuz işimizi kolaylaştıran imkânlardan istifade ediyoruz.

 

Hem Avustralya kanadında, hem Endonezya kanadında, hem de Türkiye ve dünyanın dört bir yanında, Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da arkadaşlarımız var. Gönüllülük esasına göre destekliyorlar, fikir veriyorlar, yeri geldiğinde eleştiriyorlar. Çalışmalarımızı geliştirmemiz için bizlerin ufkunu açan görüşler oluyor. Vakfımıza ulaşan bu desteklerin hemen hemen tamamından istifade etmeyi şiar edindiğimiz için, elhamdülillah çalışmalarımızdan güzel neticeler alınıyor.

 

Organizasyon olarak oluşturulan tablonun tamamına bakıldığında, birbirini olumlu yönde tamamlayan ve destekleyen yönlerini görürsünüz. Kurbanların seçiminden tutun, onların kesilmesine, kesilmeden önceki kontrollerine, kesildikten sonra veteriner hekim kontrollerine, modern tesislerde bu işlemlerin yapılmasına, hijyen koşullarının sağlanarak Endonezya’daki hak sahiplerine ulaştırılmasına kadar geçen süre ve bu süreçlerin tamamı çok yoğun ve üzerinde uzun uzun düşünülerek tasarlanmıştır.

 

İşte bunların bütünü yani “günümüz şartlarında vekâlet usulü ile kurban ibadeti, evrensel manada, uluslararası manada nasıl yapılır, nasıl yapılmalı ve nihayetinde bu çalışma kabul edilmiş bir kurban ibadetine nasıl dönüşür kaygısı” yaşadığımız, önemsediğimiz ve üzerinde durduğumuz hususlardır.

 

Bu tablo bize kurban ibadetinin, sadece bir kurbanın kesilmesinden ibaret olmayacağını gösteriyor. Evet kurban kesilme işlemi önemli bir konu, ama onun öncesi ve sonrası da en az onun kadar, kesme işinin kabul olmasını desteklediği için önemli.

 

Bizlerin, MEC Vakfı’nın, bu kriterleri çok önemseyen bir vakıf olarak bilinmesini istiyoruz.

 

Online vekalet sistemiyle kestirdiğimiz kurbanlarımızın vekalet verilen temsilciler tarafından aynı bilinç, titizlik ve ibadet hassasiyeti ile seçilip, kesilip, dağıtıldığını bilmek güven katsayısını arttırırken, emaneti ehline teslim etmiş olmanın huzur ve rahatlığını da hissettiriyor.

 

Peki bu sene ilk defa duyduğumuz “Hakk için yap, Hakkıyla yap” sloganının özü, manası nedir?

 

Hakk için yapmak niyetiyle, yani Rabbimizin rızasını kazanmak niyetiyle tüm çalışmalarımızı hakkıyla, en ince ayrıntılarına dikkat ederek yapmaya çalışıyoruz. O yüzden hem kendimize, hem organizasyonda görev alan kardeşlerimize, hem gönüllülerimize ve hem de kurban ibadetini yapmak isteyen insanlara şunu söylüyoruz “Hakk için yap, Hakkıyla yap”.

 

Aslında bu önemli bir kriter, çok önemli ilkeler barındıran bir söz. Sadece kurban ibadeti için değil, tüm ibadetler ve işlerimiz için de bunu söyleyebiliriz, söylemeliyiz. Hayatımızın tamamına yansıması gereken bir durumdan bahsediyoruz. Kurban ibadeti ile bir başlayalım, önce kendimiz uygulayalım, önce kendimiz bunu bir içselleştirelim, bunu gerçekleştirebildiğimizi de gösterelim, insanlar bunu da görebilsin. Böylece umuyor ve bekliyoruz ki; güzel hareket edenlerden oluruz.

 

Hacc suresi, 37. ayeti kerimede belirtilmiş olduğu gibi;

 

O (kurban)ların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır.

Fakat sizden O’na (yalnız) takvânız (saygı ve itaatiniz) ulaşır.

Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı

Allah’ı tekbir edesiniz (büyüklüğünü anasınız) diye

onları sizin fayda ve hizmetinize verdi.

(Resûlüm!) Güzel hareket edenleri (cennetle) müjdele.

Hacc [22:37]

 

Böyle GÜZEL bir müjdeye ulaşmayı hedefliyoruz!

 

Bundan ötürü olsa gerek; “Hakk için yap, Hakkıyla yap” sloganı bu yıl gönlümüze bir ateş gibi düştü, çalışma ekibimiz bu sözü çok benimsedi. Bizleri kuşatan bu ateşi, sevgiyi, muhabbeti yaymayı, sizlere de bulaştırmayı hedefliyoruz.

 

Bir de, bu organizasyon ile yakınlaşmak istiyoruz. “Dünyanın dört bir yanındaki Müslüman kardeşlerinizden size gönderilen haklarınız” diyerek emanetleri takdim edip teslim ederken ve bu çalışmalarımızı, organizasyonları yaparken Rabbimiz ile yakınlaşmayı hedefliyoruz. Daha sonra insanlar ile yakınlaşmayı, kalplerimizin onların kalpleri ile yakınlaşmasını istiyoruz.

 

Şunu biliyoruz ki; kurbanın özü olan KURB, KURBİYET (yakınlaşma) kurmak için kurban ibadeti yaparken, kardeşlerimizin vekalet usulü ile kurban ibadetini yapmalarına aracılık ederken ve emanetlerini gerçek hak sahiplerine ulaştırırken Ümmet’i Muhammed ile kalplerimizin yakınlaşacağını biliyoruz. Bu yakınlaşmasından ötürü Rabbimizin de memnun olacağını ümit ediyoruz.

 

Yüce Rabbimize sunduğumuz kurbanlarımızı, tabiri caizse en ucuzundan değil şartsız koşulsuz en güzelinden en semizinden en kusursuzundan seçmek şüphesiz bizleri takvaya teşvik ederken Sevgiliye duyulan sevginin de güzel bir nişanesi ve ifadesidir. Sloganınızla bu önemli hususu gündeme getirmeniz niyetlerin gözden geçirilip tashih edilmesine de vesile oluyor.

 

Vekâlet öncesi ve sonrasındaki süreci de anlatabilir misiniz? Bu süreç nasıl ilerliyor?

 

Bizler; tanıtım ve bilgilendirme çalışmalarını yapıp, süreçler hakkında gerekli bilgileri internet ve sosyal medya üzerinden paylaşıma açtıktan sonra, bizi takip eden, inceleyen, gözlem yapan insanların ilk etapta kurban ibadeti ile ilgili, kurbanın manevi yönü ile ilgili farkındalıklarının artmasını arzu ediyoruz.

 

Daha sonra vekâlet aşaması gündeme geliyor. Görüleceği gibi ana sayfamıza yani mecvakfi.org sayfamıza girdiğinizde kurban vekâlet sayfası diğer faaliyetlerimiz ile yan yan, direk ön planda değil.

 

Vekâletler internet üzerinden alınıyor. Vakfımızın internet sayfasına giriş yaparak kurban vekâletlerinizi verebiliyorsunuz. Burada yine birtakım seçenekler sunuyoruz; “Vacip, Akika, Adak, Sadaka” kurbanı kestirebileceğiniz gibi bunlar büyükbaş ya da küçükbaş olarak da tercih edilebiliyor.

 

Siz vekâletinizi direk MEC Vakfı’na vermiş oluyorsunuz, arka planda vekâleti verenlerin bir listesi oluşuyor.

 

Şunu da yeri gelmişken tekrar belirtmek istiyoruz; kurbanlıkların en güzeli ve en iyisi seçiliyor. İhtiyaç sahiplerine yüzleri gülümseten miktarlarda dağıtım yapılıyor. Dünyanın en modern tesislerinde, hijyen koşullar altında, sağlık kontrolleri yapılarak, tekbirler ve vekâlet sahibinin ismi zikredilerek kurban kesimlerini yaptırıyoruz. Soğuk hava zinciri muhafaza edilerek paketlenen ve barkotlanan etleri, gerçek ihtiyaç sahiplerine, gerçek hak sahiplerine Mahmud Es’ad Coşan Vakfı yetkilileri ile, ilk elden ve aracısız bir şekilde teslim ediyoruz.

 

Çalışmalarınızda gösterdiğiniz titizlik gerçekten de takdire şayan. “İhtiyaç sahibi değil hak sahibi” sözlerinizle de farklı bir bakış açısı oluşturuyorsunuz. Verdiğiniz bu bilgilerle MEC Vakfı’nı özel ve değerli kılan ve de diğerlerinden ayıran özelliklere daha da vakıf olmuş olduk.

 

Merhum Prof. Dr. M. Es’ad Coşan’ın Endonezya ile ilgilenilmesini ve uluslararası bir kardeşlik ortamı oluşturulmasını temenni ettiğini biliyoruz. MEC Vakfı’nın 15 senedir istikrar ve ısrarla kurban organizasyonu için Endonezya’yı seçmesinin sebeplerinden de bahsedebilir misiniz?

 

Aslında Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamızın Amerika, Avrupa, İngiltere ve diğer taraftan uzak doğu seyahatleri, Endonezya seyahatleri, Avustralya seyahatleri ile birlikte bu bölgeye olan ilgimiz artmaya başladı, unutulmuş ve gözden ırak bu bölgeler hocamızın ziyaretleri ile bizlerin de gündemine geldi.

 

Nüfusunun yoğunluğu, çok büyük bir Müslüman ülke olması, insanların çoğunun yoksulluk sınırının altında bir gelir seviyesinde olması, ulaşılması, gidilmesi, gelinmesi, organizasyon yapılması fiziki ve tropikal özelliklerinden dolayı zor ya da unutulmuş, gözden ırak oldukları için.

 

Şimdi bunu siz nasıl yorumlarsınız?

 

Gönlümüzün derinliklerinde vardır ya, aslında siz onu çok fazla fark edemezsiniz ve kelimeler ile de ifade edemezsiniz, ama sizi alır sürükler, çok iyi ifade edemediğimiz bir derin muhabbet, bir sevgi, bizi oraya sürükleyen sağlam bir bağ var sanki. Sevgi bağı. Gidip geldikçe, oradaki kardeşlerimiz ile tanıştıkça, organizasyonumuzu geliştirip yaygınlaştırdıkça kuvvetlenen bir sevgi. Karşılığını yalnızca Allah (CC)’dan beklediğimiz bir menfaat diyelim.

 

Bugün de ve bugüne kadar da evet; hep Endonezya oldu ama bundan sonra yine Endonezya olacak diye kati bir şartımız yok. Mercek altında olan başka ülkeler de var, oradaki insanları da seviyor, Endonezya’daki kardeşlerimize ulaşabildiğimiz gibi onlara da ulaşmak istiyoruz. Daha kaliteli, daha nezih yöntemler ile. Zannedersem zamanı var, bir gün o da olacak inşallah.

 

Sorunuza cevaben biz bunu “halis niyetler ve de büyüklerin himmet ve dualarının desteğiyle çıkılan yoldaki mükafatlar” diye yorumlayabiliriz. Umarız ki çalışmalarınız istediğiniz yönde de gelişerek çoğalır.

 

17 binden fazla adadan oluşmasıyla dünyanın en büyük adalar ülkesi ve aynı zamanda dünyanın en yoğun Müslüman popülasyonuna hakim, yaklaşık 270 milyon nüfusuyla da yine dünyanın 4. en kalabalık ülkesi, bu güzel insanların diyarı ile arada kurulan bu dostluk köprüsü hepimize mutluluk veriyor.

 

Söyleşimizin başında MEC Vakfı’nın Avustralya merkezli bir hayır kuruluşu olduğunu belirtmiştiniz. Kurbanlar bu yüzden mi Avustralya’da kesiliyor?

 

Avustralya’nın birçok avantajları var: Semiz hayvanlar tedarik edebildiğimiz için, on binlerce kurbanı aynı bölgeden tedarik edebildiğimiz için, meralarda doğal ortamlarda beslenen hayvanları tedarik edebildiğimiz için. Yani kapalı mekânlarda ve suni yemler ile beslenen hayvanları tercih etmiyoruz.

 

Ayrıca dünyanın en modern kesim tesislerinde, İslâmi usullere uygun ve Müslüman kasaplar ile, tekbirler eşliğinde ve Kurban Bayramı’nın ilk üç gününde tüm kesim işlemlerini yapabildiğimiz için. Bunları sağlık standartlarına, hijyen kurallarına, soğuk hava zincirine sadık kalarak Avustralya’dan Endonezya’ya güvenilir bir şekilde sevk edebildiğimiz için Avustralya’yı tercih ediyoruz. Tabii ki vakıf merkezimizin orada olması, Endonezya’ya yakın olması da önemli bir faktör.

 

İslamın bize emrettiği üzere sağlıklı, temiz ve helal gıda tüketmeye özen gösteren okuyucularımız için mühim bir konuyu aydınlatmış oldunuz. Temennimiz herkesin her zaman bu tür gıdalara ulaşabilir olmasıdır.

 

Son olarak okuyucularımız için MEC Vakfı’nın başka hangi konularda hizmet verdiğinden de kısaca bahsedebilir misiniz?

 

Vakfımız bir hayır kuruluşudur. MEC Vakfı, kurulduğu günden bu yana, zor durumdaki birçok topluluğun destekçisi olmuştur. Çeşitli insanî projelerin hayata geçirilmesi için zekât, sadaka, Ramazan aylarında erzak dağıtımı, ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalye takdim edilmesi şeklinde mali destekler sağladığı gibi sosyal, psikolojik ve manevî destekler de sağlamaktadır.

 

Umuyoruz bu çalışmalarınızla nice kurum ve kuruluşlara öncü ve örnek olur ve bilhassa da bu tür faaliyetlerin yaygınlaşmasında nicelerine etkili bir rehber olursunuz.

 

İnanıyoruz ki bu bilgiler kurban ibadetlerini eksiksiz, kusursuz, hakkıyla ifa edip, maddi-manevi tüm hikmet, mükafat ve sevabına nail olmak isteyen herkesin memnuniyetini arttıracaktır.

 

Söyleşimizi burada sonlandırırken, size katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyor ve sizin nezdinizde tüm çalışma ekibinizin vakitlerine bereket, çalışmalarında muvaffakiyetler diliyoruz.

 

“Gurur ve iftihar yok, her şeyimiz gibi muvaffakiyetimiz de Allah’tandır. Şükrü edilen nimetlerin artırılacağına yürekten inanmışız. O’ndan hizmetteki başarımızın büyüyerek devamını niyaz ediyoruz.”

Prof. Dr. M. Es’ad Coşan (rh.a.)

 

 

Röportaj: Filiz Arslan
Temmuz 2020 / Zilhicce 1441

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top