Delilleriyle İslam İlmihali

“İlm-i hâl” bir terkip olarak; hâlin ilmi manasını taşır. Yani bir insanın içinde bulunduğu hâlin getirdiği/gerektirdiği ilim… Baştan aşağı bir Osmanlı ürünü olan “ilmihal” metinlerinin temel amacı, her Müslümanın ahirette mes’ul tutulacağı ve kendisinden hesaba çekileceği ilim ve amelleri sahih bir şekilde öğrenip uygulamasını temindir.

Öğrenilmesi gereken ilimler, halden hale ve şahıstan şahısa değişebilir. Öyle ki bir tüccar nasıl müslümanca ticaret yapılacağını, bir ailenin mensubu olan karı-koca, anne, baba ve evlatlar birbirlerine karşı dinen hangi sorumlulukları taşıdıklarını ya da cephedeki bir asker İslam’da Savaş Hukuku’nun gereklerini öğrenmek durumundadır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Tam da bu noktada Müslümanların detaylı fıkhî bilgilerden bir adım önce ve temel olarak öğrenmesi kendisine farz olan mevzular genel bir çerçeve ile ilm-i hal metinlerinde en güzel ve sade bir şekilde verilmiştir dense yeridir.

Yukarıda da bahsedildiği gibi hal ilmi nasıl halden hale ve şahıstan şahısa değişmekte ise aynı şekilde -temel dini kaideler sabit olmakla birlikte- anlatım tarzı ve bazı meselelerin çözümü de zaman ile belli farklılıklar göstermektedir.

Konu ile alakalı Fatih Dersiâmlarından büyük âlim Ömer Nasuhi Bilmen, ilmihallerden bahisle der ki: “Her zamanın, her muhitin haline, kabiliyetine göre bu gibi eserlerde birer yenilik göstermek, mahiyetleri daima muhafaza edilecek olan dini meseleleri mümkün olduğu kadar herkesin anlayabileceği bir tarzda yazmak, bunların bir kısım hikmetlerini, faydalarını sade bir üslup ile göstermeye çalışmak pek lazımdır.”

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Muhterem Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in kaleminden ve Erkam Yayınları’ndan çıkan, Delilleriyle İslam İlmihali adlı eser büyük gayretlerle hazırlanmış, toplumumuzun her kesiminin kolaylıkla anlayabileceği bir başvuru ve ders kitabı niteliğindedir.

Eserin diğer pek çok ilmihalden farklı olarak öne çıkan özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

Bütün konulardaki hükümlerin dayandığı delilleri ve kaynaklarını da belirterek açık kapı bırakmayacak şekilde meseleler izah edilmiştir. Konuyla ilgili öncelikli olarak ayet var ise ayetleri vererek açıklama yapılmış, yok ise hadisler, o da yok ise icma ve kıyas hükümleri verilmiştir. Okuyucunun bu gibi dini terimlere vâkıf olmaması durumuna karşı kitabın ilk kısımlarında gerekli bilgiler verilerek fetvalar daha sağlam zemine oturtulmuştur. Okuyucu, İslam dininin kaynaklarını net olarak bilip, merak ettiği meseleyi okuduktan sonra tam mutmain olmuş bir şekilde kitabının kapağını kapatacaktır. Üstelik kitabın bilgi verip ardından savunan muhtevasına aşina olacağından, muhtemel soru ve itirazlara karşı da kendini hazırlamış olacaktır.

Yazar, eseri sekiz bölümde ele almıştır.

Birinci bölümde; İslam’ın temel konuları, din kavramı, insanın yaratılışı, sorumluluğu, İslam dininin kaynakları, itikadi ve fıkhi mezhepler, tasavvufun İslam’daki yeri ve dayandığı deliller, mükellefin fiilleri üzerinde durulmuştur.

İkinci bölümde; iman esasları anlatılmış, her mümine gerektiği kadarıyla inanç meseleleri açıklanmıştır.

Üçüncü bölümde; ibadete hazırlık, temizlik konusu, kadınlara mahsus haller izah edilmiştir.

Dördüncü bölümde; namaz ibadeti, çeşitli hükümleri ve duaları yer almıştır.

Beşinci bölümde; oruç ibadeti, hikmetleri, kaza-kefaret, yemin, adak çeşitleri, itikâf anlatılmıştır.

Altıncı bölümde; zekât ve fitre üzerinde durulmuş, yeraltı ve yerüstü zenginliklerine, para altın gümüş stoklarına, ticaret mallarına, hayvanlara ve tarım ürünlerine uygulanacak zekât ürünleri belirtilmiştir.

Yedinci bölümde; hac, umre, zekât konuları işlenmiştir.

Sekizinci bölümde ise günlük hayata dair bazı önemli meselelere değinilmiş, sıkça sorulan soruların cevaplarına yer verilmiştir. Örneğin; altın gümüş ve ipekli giyisi kullanımına dair sınırlamalar, kolonya kullanmanın câizliği, organ nakli câiz midir, büyü yapmanın yaptırmanın hükmü, diş dolgusu ve kaplamanın abdeste engel olup olmadığı… gibi konular bu bölümde yer almıştır. Ayrıca aile hayatına dair merak edilen meseleler de ele alınmıştır. Nişanlılık, başlık parası, kadının ve kocanın hakları, mehir, boşanma, mal ayrılığı, çocukların masrafları, karı-koca arasındaki din ayrılığı, kadının boşama yetkisi, muta nikâhı, resmi nikâh olmadan dini nikâh ile yetinme, evlat edinmek, tüp bebek uygulaması izah edilmiştir. Ek olarak ticari ve ekonomik hayatta güncel olarak karşılaşılan problemler verilip çözüm yolları aranmıştır.

Peygamber Efendimiz (sas): “İlim öğrenmek her müslüman erkek ve kadına farzdır.”  buyurmuştur. Hem bir görev, hem de bir ihtar mahiyetindeki bu Hadis-i Şerif uyarınca, okuyucularımızı sonu olmayan bir ilim yolculuğuna atılacak ilk ve en önemli adıma davet ediyoruz. Zira bu adım hem en temel, hem de edinilmesi en acil olan halimizin ilmini anlamaya yönelik bir hamledir. Dijital kopyası internetten ayrıca istifadeye sunulmuş olan bu metni edinip satır satır içmeye; daha önce okumuş olanları da bilgilerini tazelemeye ve tekrar etmeye çağırıyoruz. Zira Osmanlı medreselerinde sıkça tekrar edilen ve tedris usulünde tekrar etmenin önemini vurgulayan yarı Arapça yarı Türkçe şu latifeli beyit dikkate şayandır:

Et-tekraru ahsen/Ve lev kâne yüz seksen
(Tekrar etmek yüz seksen defa dahi olsa iyidir.)

Şeyda Toprak
Ankara, 2017

[1] İbn Mace, Mukaddime, 17

Yorum Bırakın / Leave a Comment

Go to Top